Rizenin Fethi 1461

      25.11.2018
      2.394
      Rizenin Fethi 1461

      Trabzon’un fethi ile birlikte Görele’den Çoruh ırmağına kadar olan bölge de Osmanlı devletine katılmış oldu. Trabzon’un fethi ile ilgili bilgi veren tarihlerin hiçbirinde Fatih’in Trabzon’dan ayrılmasından sonra yapılan fetihler konusunda bir bilgi yoktur.

      Fethi lakiben doğu tarafların fethine Amasya Valisi Sultan 2 .Beyazıd’ın naip \ alisi Hızır bey memur edildi. Gümüşhane ve Torul taraflarının fethini i

      Rize’nin Osmanlılar tarafından fethinden sonra uygulanan iskân politikasına geçmeden, birkaç hatırlatma yapmada fayda görüyoruz. Çünkü karanlıkta mum ışığı ile yaklaşık 25 yıldır sürdürdüğümüz araştırmanın sonucu olarak bir bölgenin tarihine ışık tutmaya çalışıyoruz.

      Bunun için objektif olmak,birbiriyle çelişen bulguları ayıklamak,ama birbirini teyid eden bulguları da gelecek nesillere ulaştırmayı bir görev saydık.

      a- Osmanlı Fethi Öncesi Rize Bölgesi

      • 1- Ermeniler (kısmen),Venedikliler ve Cenevizliler; merkez ilçe başta olmak üzere sahil kesiminde ve kalelerde bulunmaktadırlar. İpek yolu ticareti için bölgededirler.
      • 2- Rumlar bölgeye ekonomik nedenlerle gelerek ticaret kolonileri kurmuşlar ve kalelerde yaşamaktadırlar.
      • 3- Sahilde genellikle Ortodoks Hıristiyanlar çoğunlukla,vadiler ve yaylalar bölümünde ise Gregoryen Hıristiyanlar ve Müslümanlar vardır.
      • 4- Rize’nin Doğu kesiminde Ortodoks Lazlar, Batı kesiminde ise çeşitli Ortodoks Hıristiyan topluluklar ve Müslüman Çepni Türkmenleri vardır. 1461 öncesi sadece kıyı bölgelerde çoğunlukta bulunan Hıristiyanlar Osmanlı fethi sonra Müslüman yerleşimleri ile birlikte azınlığa düşmüşlerdir.

      b-Fetihle Birlikte Rize’de Yapılan İskân

      1- Fatih Trabzon’dan ayrıldıktan sonra İstanbul’a giderken izlediği yol boyunca vilâyetlerden gönüllü ve sürgün olarak Türkler getirilerek vergiden muaf olarak yerleştirildiler.

      Bu iskân Fatih çağında 1461-1465 tarihleri arasında olmuştur. Çorum,Amasya,Tokat ve Samsun bölgelerinden gelen Türk aileler Rize’ye yerleştirilmiştir. Tıpkı Trabzon’da olduğu gibi hakim unsurlar sürgüne tabi tutulmuştur. Bunların bir kısmı kendi isteği ile,bir kısmı sürgün şeklinde Kırım ve Rumeli’ne gönderilmişlerdir.

      2- 1466 yılında ve yine Fatih çağında Konya Karaman Eli’nin fethi ile birlikte buradaki halkın büyük bir bölümü Trabzon ve Rize bölgesine yerleştirildi.

      3- 1470 yılında Amasya’da doğan 2.Beyazıd’m oğlu Yavuz Sultan Selim, 148l’de babası tarafından Trabzon Sancak Beyliğine tayin edildi.30 yıl bu görevde kalan Selim,bu süre içinde hem bölgemizin fethi tamamlandı,hem de bölgemizin Türkleşme ve İslâmlaşmasını sağlayan iki büyük iskân hareketi yapıldı.

      4- Akkoyunlu Türkmenlerinin Rize Bölgesine Yerleşmeleri:

      1340-1350 tarihlerinde Horasan’dan gelerek Bayburt, Urfa ve Diyarbakır dolaylarına yerleşen Akkoyunlular, Oğuz Türklerinin Üçok kolunun Bayındır boyuna mensuptu.

      Bu sırada Akkoyunlularm başında Tur Ali Bey bulunuyordu. Fakat bu devletin gerçek kurucusu Tur Ali Beyin torunu Kara Yülük Osman Beydir. Koyun kültürünü benimseyen Doğu Anadolu’nun dağma,taşma,vadisine ve akarsu boylarına bu damgayı vuranlar Akkoyunlulardır.

      Oğuz kabileleri arasında mümtaz bir mevkiye sahip olan Baymdırlılar,Akkoyunlu birliğini sağladılar ve bu isimle devleti yaşattılar. Bunların ata yurtlan Erzurum ve Erzincan’ın kuzeyindeki yaylalardır. Karayülük Osman ve Uzun Hasan îran içlerinden Orta Anadolu’ya, Basra körfezinden Trabzon yakınlarındaki Zigana’lara kadar araziye sahiptiler.

      Akkoyunlularm en büyük rakibi Osmanlılardı. Osmanlılar karşısında 1473’te Otlukbeli savaşını kaybedince hızla çöküşe doğru gittiler. Uzun Hasan öldükten sonra altı oğlu birbirine düştü, bu durumdan faydalanan Şah İsmail etrafına topladığı Şii Türkmenlerle Tebriz’i işgal ederek Safevi devletini kurdu.

      1501. İşte Akkoyunlu başkentinin bu işgali sırasında sünni Akkoyunlu Türkmenlerinden 40 000 kişi öldürüldü. Bununu üzerine dağılan Sünni Türkmen toplulukları en yakın Osmanlı toprağı olan.

      Trabzon’a sığınırlar. Trabzon Sancak Beyi Yavuz, gelen bu Akkoyunlu Türkmenlerinin Sürmene-Rize arasındaki bölgede iskânını sağlar. 1501-1507 yıllan arası yoğun olarak devam eden bu Türkmen göçü bölgemizin vatan olmasında önemli bir rol oynar.

      Yavuz bu Türkmen topluluklarının geçimlerini kolaylaştırmak için 1508’de bu Türkmenlerden kurulu bir ordu ile Kutais’i alır. Batı Gürcistan’ı yağmalayıp tabi kıldı. Rize’nin 3/2’lik bir bölümüne yerleştirilen bu Sünni Akkoyunlu Türkmenleri tıpkı Tebriz’liler gibi ke yi çe ve ge yi ce biçiminde konuşmaktadırlar. Ziraat ve hayvancılık kültürünü de bölgemize taşıyan bu Türkmen boyları,Rize’nin dağına taşına,ovasına yaylasına Türk Mührünü vurmuşlardır.

      Yine 1534-1545 yılları arasında Tebriz şehrinden Kanuni Sultan Süleyman tarafından göçürülerek gönüllü olarak Erzuruma yerleştirilenler de aynı ağzı kullanmaktadırlar. Çalışmalarımız sırasında tarihi kaynaklarda yer alan bilgilerin yanı sıra bölgede yaptığımız araştırmalar esnasında tespit ettiğimiz yer ve aile isimlerinden de yararlandık.

      Bu konuda bir aile şeceresi yayınlayan eski Rize Milletvekili Hüseyin Agun, bu yerleşmelerin bir bölümüne ışık tutmaktadır. Eski çağlardan bu yana birçok topluluk bölgeye yağma,ticaret yada sığınma amaçlı olarak gelip yerleşmiştir. Yeni gelen topluluklar kalabalık ve güçlü oldukları zaman bölgede daha önce yaşayan toplulukları bulunduklan vadilerden ya komşu vadilere sığınmak yada vadilerin iç ve yüksek kesimlerine çekilmek zorunda bırakmışlardır.

      Ancak Osmanlının fethi ile birlikte yerleşmeler kavimlerin göç hareketlerinin sonucu olarak değil de,imparatorluğun uyguladığı iskân politikalarının bir sonucu olarak şekillenmiştir. 1501 sonrası Tebriz merkezli Akkoyunlu Sünni Müslüman Türkmenlerin bölgemize göçleri yoğun olarak başladığında ıssız olan Rize vadileri de şenlenmeye başlamıştır.

      Bu Türkmen göçlerinin ilk ve en kalabalık olanı ise Tebriz,Erzincan,Bayburt, Sürmene Karadere’ si üzerinden Rize’ye ulaşan Türkmen göçüdür. Türkmen Ağası Kürken Ağa başçılığmda sürüleriyle birlikte ve aşiretin muharip güçlerinin koruması altında gelen bu Türkmen boyu, çadırlarını Askoroz vadisine kurarlar.

      Kürken Ağa, Türkmen muharip güçlerinin bir bölümünü çevreyi ve vadinin yukarılarını keşif amacıyla gönderir. Geri gelen muharipler vadinin ıssız olduğunu ancak yukarda Setoz (Ortaköy) adıyla bir yerleşim yeri bulunduğunu ve Hıristiyan olup, Rumca konuştuklarını söyler.

      Kürken Ağa sürüleri ve çadırları ile birlikte günümüzde Gürgen denilen mıntıkaya yerleşerek kendi adı ile anılan ilk Türkmen yerleşimini kurarlar. Dokuz oğlu ile buraya yerleşen Kürken Ağa,oğullarından Kanıboz obadan ayrılarak kendi adıyla anılan Kanboz köyünü kurar. Sarı Ali,Peçe Ali, Bostan, Kara Ali Askoroz vadisinin her iki yakasında iskân edilirken,diğer üç oğlu üç çadır halinde boş olan ve Mirakaloz mahallesindeki Karamahmutoğulları’nın mezrası olan bugün Veliköy olarak adlandırılan yere gelerek çadırlarını kurarlar.

      Karakurt,Karahasan ve Memi adlı üç kardeş buraya Velâ derler.27 Tebriz üzerinden yapılan Akkoyunlu göçü Güneysu vadisinin her iki yakası ile birlikte Rize’nin 3/2 ‘lik bölümünü vatanlaştırır. Artık sömürgecilik dönemi sona ermiş Osmanlı hakimiyeti ile birlikte vatanlaşma dönemi başlamıştır.

      5- Bir diğer iskân hareketi de 1515 yılında ve Yavuz Sultan Selim devrinde olmuştur. Maraş-Elbistan’daki Dulkadirlu Türkmen Beyliğini ortadan kaldıran Yavuz, oradan gönderdiği Türkmenleri de bölgemizde iskân edilmişlerdir. Bu Dulkadirlı uruğunun Köroğlu oymağından bir kol Rize bölgesine yerleşmiştir. Kürdoğulları adlı Hemşinli aileler de,Şah İsmail’in zulmünden kaçıp gelenlerin torunlarıdır.

      Rumeli’nden dirlik verilmek suretiyle bölgemize gelip yerleşenlerde vardır. 6- 1486 tarihli ve 828 numaralı Trabzon livası Mufassal Timar Defteri’ ne göre Trabzon şehri dışında sancağa bağlı kaza ve nahiyelere timar sahibi ve kale görevlisi olarak birçok Müslüman yerleştirilmiştir.

      Bu cümleden olarak 157 hane ve 24 nefer müslüman Trabzon Sancağının çeşitli kaza ve nahiyelerine iskân olunmuştur. Bunlardan 39 hane Rize Kazasına, 6 nefer Rize Kalesine, 19 hane Atina Kazasına, 6 hane Laz Kazasına yerleştirilmiştir. Ayrıca Sancak içinde de nüfus hareketleri olmuştur.

      15 ve 16. yüzyıllarda sancak içinde ve dışında 20.000 kişi iskâna tabi tutulmuştur. Bunların büyük çoğunluğunu gayri müslimler teşkil ediyordu. Aynı dönem içinde Trabzon sancağına başka sancaklardan 6.000 kişilik bir grup sürgün veya gönüllü olarak iskân edilmişlerdir. Bunların ise büyük çoğunluğunu müslümanlar meydana getiriyordu. Trabzon sabcağma bağlı yerleşim birimleri arasında da iç iskâna tabi tutulanların miktarı 4.000-5.000 kişi arasında idi.

      1-Rize Kıyılarının Abaza ve Gürcü Korsanlarca Vurularak Yağmalanması

      1475’te Kırım’ın fethi ile Venedikli ve Cenevizli koloniciler Karadeniz’den kovulurlar. Ancak Osmanlı devletinin deniz gücü,Karadeniz kıyılarında henüz güvenliği sağlamada yeterli değildir.

      1516 tarihli Trabzon Mufassal Dirlik Defterinde Yavuz Sultan Selim’in ilk dönemi hakkında bize bilgi vermektedir. Şöyle ki;Abaza-Gürcü korsanların Haçapa denilen büyük kayıklarla gelerek Rize kıyılarını vurduktan sonra,ne bulurlarsa alıp götürdüklerini yazar.

      Çayeli ilçemizin yalıdaki duvar kalıntıları,bu saldırılara karşı savunma amacıyla yapılmışlardır. Aynı şekilde Pazar kazası ve diğerleri de bu saldırılara maruz kalıyor.

      Mallar yağma ediliyor,yakalanan kadın,çocuk kim olursa esir alınıp götürülüyor ve esir pazarında satılıyordu. Bunun üzerine padişah 2. Selim (1566-1574) çağında, Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa müdahale ederek bazı tedbirler aldı.

      Bunlar;

      1- Korsanlarm ocakları bulunan yerlere bir yaz boyunca sürekli akınlar ve yağmalar yaptırarak, misillemede bulunmak,

      2- Abazalara silâh ve cephane satışının önlenmesidir.

      Bu tedbirlerle Abaza asilerinin saldırıları önlendiği gibi,onlara karşı silâhlandırılan Gürel-Dadyan gemicileri sayesinde 1571’den 16. yüzyıl sonlarına kadar kıyılarımıza sokulamadıkları görülüyor. Ancak 1622’de Çayeli’nin tekrar saldırıya uğrayıp, yağmalandığını ve halkının tutsak edildiğini görüyoruz.

      YORUMLAR

      1. elif kalender dedi ki:

        ben kalender soyismi hakkında araştırma yaptım fakat nerden geldiği nereye dyandığı konusunda elle tutulur bir bilgiye ulaşamadım.Bu konuda bana yardımcı olursanız çok memnun olurum. teşekkürler
        ben gürgenliyim bu yazı sayesinde gürgen isminin nerden geldiğini öğrenmiş oldum elinize sağlık…

      2. huseyinkurtoglu61@hotmail.com dedi ki:

        Arastiranlara bilgi verenlere tesekkurler. Elimizdeki bilgilere gore bizler de Sah Ismail baskisindan kacip Osmanli Bolgesine gocen ve Rize Ikizdere bolgesinde iskan edilen,sonra bir kolu Akcaabata yerlesenlerdeniz. Ancak gelislerinde Siyamogullari -Tuyluogullari-Sonrasinda Sahbazogullari diye anilmislar. Soyadi kanununda Hopa- Rize- Akcaabat takiler ayni soyadini almislar anlasarak Kurtogu-Sahbaz- Kaplan gibi. Bukonuda arastirma bilgi edinme istegime yardimci olabileceklere tesekkurler.