Rizede Akraba ve Hısımlık

      10.07.2012
      1.775
      Rizede Akraba ve Hısımlık

      Rize’de baba tarafından ve aynı soydan gelenlere akraba, evlilik yolu ile aile bağı kurduklarımıza ise hısım denir. Akraba olanlar genellikle aynı soyadı taşır. Tavil oğulları, Bayraktar oğullan, Topaloğulları gibi.

      Rize’de bütün akraba büyüklerinden erkeklere amca (emice), kadınlara da “aba” denir. Annesinin erkek kardeşi ile akrabadan olmayan herkese “dayı” ve akrabadan olmayan kadınlar ile dayının karısına “hala” denir. Teyze babanın kardeşine denirdi. Bu durum yavaşça ortadan kalkmaktadır.

      Rize’de yeğen, yenge, dünür ve damat tabirleri kullanılmazdı. Yeğen “yani kardeş çocuğu olanlara kız olsun erkek olsun “torun” denir. Evlat çocuklarına yani hakiki torunlara da aynı isim verilir. Yenge dediğimiz kardeş karılan gelin diye isimlendirilir. Bunlar hakkında “Büyük gelin”, “küçük gelin”, “yeni gelin” gibi birbirinden ayırdedici ifadeler kullanılır. Arkadaş ve yaşdaş kanlan da gelin diye adlandırılır. Dünürüm yerine “hısımım”, damadın yerine “eniştem”, kuzenim yerine “amca oğlu” denir. Annenin kızkardeşinin kocasına enişte değil dayı diye seslenilir.

      Kadın kocasını kendi ismiyle isimlendiremezdi. Koca genç ise “O adam”, yaşlı ise “ihtiyar” veya “kocaman” tabirleri kullanılırdı. Kaynatasına karşı “oğlun”, eğer seslemek gerekirse “hişt” denirdi. Gıyabında bahsedilirken “uşakların babası” veya “ev sahibi” tabirleri uygun düşerdi. Kocanın bir lakabı varsa o lakabla anılırdı: “hoca efendi”, “haci”, “usta” vs. gibi.

      Bütün anadolu köylerinde olduğu gibi kanlar da isimleri ile çağnlmazlardı. Koca, karısından bahsederken “uşakların anası”, “ev sahibi” ve “köroğlu” gibi adlar verirdi. Eğer gelin bir başka köyden ise o köyün ismi ile isimlendirilirdi. Umalı gelin, Salahah gelin, Mişonali gelin gibi.

      Bu gelin bir nesil geriden gelenlerin halası olurdu: Umalı hala, Setozlu hala gibi. Zaman geçip yaşlanınca ikinci nesillerin ninesi olurdu. Umalı nene, Aronlu nene gibi.

      Kaynana veya kayınpeder de gelinlerine gelin diye seslenirdi. Hatta gelinleri birbirinden ayırmak için köy isimleri ile de çağırdıklan olurdu. Köy isimi ile çağırmak o kadar yaygın ve çok kullanılırdı ki gelinlerin gerçek isimleri zamanla unutulurdu.

      Gelin kaynanasına ana, kayınpederine de baba derdi. Eğer kaynata akrabadan ise, emice demeye devam edilirdi.

      Bir gelin yaşlan ne olursa olsun görümcelerine abla, kayınlarına ağabey derdi. Öyle anlaşılıyor ki Rize’de isimle hitap etmek pek yoktu. Yukarıda bahsettiğimiz gibi bazı insanlar çok yakınlarının isimlerini bilmemektedir. Aronlu, Setozlu, Umalı derken kadınların isimleri unutulup giderdi.

      Rize’de kız çocuklarına “paçı”, erkeklere “uşak” denir. Rize’de binam tabiri çok kullanılmakta idi. “O binam kayık suyadu” “o binam anan ke-sile sağa” tabirlerinde olduğu gibi. Binam kelimesi yavrum, evladım anlamında kullanılan bir tabirdir. Rize’de çok kullanılan tabirlerden biri de “ağa” ve “aba” tabirleridir.

      Hüseyin ağa, Memiş ağa, Fatma aba, Emine aba gibi. Bu iki tabir genelde ağabey, abla, abula anlamından daha fazla bir şey ifade eder. Bu kelimeler bir saygı ifadesi idi. “Aba”nm bazan yenge veya hanım tabirleri yerine kullanıldığı da olurdu. Rize’de kuma, görümce, elti ve kayın tabirleri bugünkü anlamında kullanılırdı.

      Rize’de süt kardeşliği de vardı. Süt kardeşleri birbirlerini sihri kardeşlik gibi bilir, birbirlerini ziyaret eder, saygıda kusur etmezlerdi. Rize’de kankardeşi, ahretlik veya manevi kardeşlik adı altında bir uygulama görülmezdi.

      Miras: Miras erkek çocuklarına kalır. Kız evlatlara araziden hisse verilmezdi. Bu adet bugünde varlığını sürdürmektedir. Fakat kızın hakkı mahfuz tutulurdu.

      Başına bir hal gelirse sığınacağı yer baba evi, kardeşlerinin kapısı idi. Baba evi kızlara daima açık tutulurdu. Kocası ölen, boşanan kadın baba evine dönerse kardeşleri bunu bakmaya mecburdu ve baba malından istifade ederdi.

      Mal taksim edilirken kızlara “gömülmeklik” tabir edilen bir hisse ayrılırdı. Bu kızın ölümü halinde defin masraflarını, kardeşlerinin karşılaması demekti. Yahut bu ödemeyi yapacaklarına taahhüt etmeleri idi. Kadın, babanın arazisi üzerine gömülmeyi vasiyet ederse bu vasiyete uyulurdu.

      YORUMLAR

      Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.