Hayali Atmaca Satışı
Fakirlik yıllarıydı, Ömer Kalender’in çoluk çocuğuna yedirecek mısırı yoktu. O zamanlar mısırdan ekmek yapılırdı. Mısır almağa da parası yoktu. Nasıl edip de biraz mısır almalıydı:

Ömer Efendi atmacacıların oturduğu Çayeli’ndeki yüksek kahveye gider. Kahve sahibi Yelkenci Mahmut efendidir.
Bir grup atmacacı bir masanın etrafında oturmuş atmacadan konuşuyorlar. Ömer efendi onların yanına gider, onları dinler bakar ki atmaca mevsimidir. Özellikle beyaz atmaca çok iyi para ediyor.
Onların konuşmalarının arasına girer, derki; ben dün dağda çok güzel, bir beyaz atmaca tuttum. Eve bulmeye (yatak odası) koymuşum. Hayatımda bu kadar güzel atmaca görmemiştim. Bunu duyan atmaca hastaları, Ömer Efendiyi, biri bana sat, öbürü bana sat diye sıkıştırırlar.
Fakat Ömer Efendi satmam, çok güzeldir, çok iyidir diye ballandırır. Bu tartışmaları duyan kahvehane sahibi Mahmut Efendi, Ömer Efendiye atmacayı bana vereceksin diye çok ısrar eder. Ömer vermem diye diretir. Mahmut Efendi ille alacağım diye tutturur ve atmacayı bir çuval mısır karşılığı Ömer Efendiden alır.
Ömer Efendi bir çuval mısın yüklenir; atmacayı yarın getiririm diyerek evin yolunu tutar.
Yolda Ömer efendiye komşusu Hasan Kalender raslar ve sorar;
Ömer: Mısırdur der
Hasan dayı: Paran yok idi nerden aldun bu mısırı.
Ömer Efendi ona olup biteni anlatır. Kahveci Mahmut Efendiyi nasıl yumuşacaklarını da söyler. Git yüksek kahveye, falan masaya otur. Orada sor. Bizim Ömer buralara geldimi de. Onlarda sana geldi derler. Sen deki yahu oni görebilur miyim? Ve ondan sonra olay şöyle gelişir;
Kahvede oturanlar: Yahu Hasan ne oldı, derler. Hasan dayı anlatır. Dün Ömer’i atma-cacılar dağa götürmüş idiler, oda güzel bir beyaz atmaca tutmuş idi eve bulmeye koydu ve eve tembih etti ki bulmenun kapısını açmayın, kedi atmacayı yer. Onlarda kapıyı açık bıraktılar kedi gitti atmacayı parçaladı. Şimdi Ömer eve giderse çoluk çocuğu dökecek dışarı, der heyecanlı heyecanlı anlatır.
Ömer ertesigün çarşıya iner. Hayalı atmaca satışı yaptığı Mahmut efendi Ömere: Ömer, geçmiş olsun der. Çoluk çocuğu eve al bizde günaha girdük der. Ömer de Mahmut efendiye yoo, bunu bağa dema.
Atmacayı verdum haturuni kırmadum, bundan haturuni kıranım der, Mahmut Efendi çocuklann dışarda kalmasından ızdırap duyduğunda ısrar eder, mısır da senun olsun atmacada, istemem, çocukları ev koy der. Ömer de ne ise senin hatirun için bari alayim eve, yoksa onlan eve koymazdum der ve hayali atmaca satışını bu şekilde gerçekleştirmiş olur.
Çok güzel bir hikaye :)