Alt Yapı Üst Yapı Nedir
Altyapı ve üsl yapı terimlerinin her İkİsİ de ekonomi (altyapı) ile diğer toplumsal formlar (üstyapı) arasındaki ilişkileri analiz ederken Marksist sosyologlar tarafından kullanılmıştır. Üst yapı genellikle devlet, aile yapısı ya da toplumda var olan ideoloji türleri gibi kurumlan içine alan bir tortu kategoridir. Alt yapı ise ekonomidir.
İktisat üç öğeye dayanarak tanımlanmıştır: Emek, üretim araçları (ki hem üzerinde çalışılan malzemeyi hem de bu işin aracılığıyla yapıldığı araçları içine alır) ve üretimi kendine mal eden İşçi olmayanlar (patronlar). Tüm ekonomiler bu üç öğeyle nitelenmiştir. Fakat bir ekonomiyi bir başkasından farklı kılan şey, bu öğelerin birleşme tarzıdır. Öğeler arasında olduğu söylenebilecek iki türlü ilişki vardır: sahiplik ilişkisi ve mülkiyet ilişkisi. Sahiplik işçi İle üretim araçları arasındaki ilişkilere atıfta bulunur: ya işçi onlara sahiptir, onlan denetleyip yönetir ya da değildir. Mülkiyet ilişkisinde İşçi olmayanlar ya üretim araçlarının ya da emeğin veya her ikisinin de sahibidir ve bu nedenle ürüne el koyabilirler.
Alt ve üst yapı arasındaki ilişkiye gelince, Manrist tutumun gücü, üst yapının karakterinin altyapının karakteriyle belirlendiğini söylemesinden ileri gelir. Altyapının (temel) niteliği değiştikçe, üst yapının da niteliği değişir. Örneğin, feodal bir .siyasal yapının kapitalist bir siyasal yapıdan farklı olması normaldir, çünkü bu iki ekonomi türü açıkça birbirinden farklı temellere oturmaktadır.
Alt ve üstyapı modeli, onsekizinci yüzyıl romanın yorumundan tutun da, çağdaş toplumda aile yapısının çözümlenmesine kadar uzanan çeşitli incelemelere ilham kaynağı olmuştur. Bu tür İncelemeler genellikle sınıf kavramını temel alır. Yani, temeldeki (altyapıdaki) üretim ilişkileri, örneğin toplumsal sınıflar arasındaki; işçilerle kapitalistler arasındaki ilişkiler şeklinde ele alınır. Bu da altyapı üstyapıyı belirler anlamına gelir ki, üstyapının karakteri büyük Ölçüde hakim toplumsal, sınıfın ekonomik çıkarları tarafından belirlenmiştir.
Alt ve üstyapı metaforu verimli bir analitik aygıt olmasına karşın, gerek Marksizmin İçinden, gerekse dışından oldukça büyük bir tartışmaya neden olmuştur. Asıl önemli olan husus, üretim İlişkilerinin tanımıdır. Üretim ilişkileri kısmen sahiplik ilişkileridir ve bunlar modeli üstyapısal olarak belirleyen hukuki tanımları İçerirler. Bu nedenle alt ve üstyapıyı birbirinden analitik olarak ayırmak oldukça güçtür. Son yıllarda dikkatler, hukuki terimlerle tanımlanmayan bir üretim ilişkileri kavramını formülleştirmek noktasında yoğunlaşmış bulunmaktadır. Bununla birlikte, en çok tartışılan husus, altyapının üstyapıyı belirleyip belirlemediği fikri olmuştur.
Bazı eleştiriciler şunu iddia ederler: bu model ekonomik bir determinizmi bünyesinde taşımaktadır. Gerçekte alt ve üst yapı fikrinin sadece birkaç savunucusu böyle bir determinis-lik perspektifi benimsemiştir. K.Marks ve F.Engels hiç bir zaman bu doktrini bu haliyle savunmadılar. Onlar önce üstyapıyla İlgili unsurların nisbeten alt yapıdan özerk olabildiğini, kendi gelişme yasalarına sahip olabildiğini, ikinci olarak da üstyapının, altyapıyı etkilediğini ya da onunla karşılıklı etkileştiğinî Öne sürdüler. Daha yeni Marksistler, üstyapıdaki unsurların altyapının varoluş şartları olarak anlaşılması gerektiğini iddia ederek ekonomik determinizmden daha da uzaklaştılar. Bu ekonomiden herhangi bir önceliği çalacak ve toplumdaki tüm kurumlara eşit nedensel etkinlik tanıyacak bir fikir olarak gözükmektedir.
(SBA)