Akrabalık Nedir
Doğum, evlilik ya da evlatlık akdiyle gerçekleşen insanlararası İlişki. Akrabalığın temel özellikleri biyolojik olmaktan çok sosyal bir boyuta sahiptir. Akrabalık genellikle sosyal antropolojinin en güç alt-alanlarından birisi olarak kabul edilmiş ve yoğun teorik tartışmalara sahne olmuştur. Bunun da nedeni, akrabalığın çeşitli toplumlarda oldukça farklı şekillerde karşımıza çıkması ve Batılı toplumları teorilerine model olarak alan bilim adamlarının, Batılı olmayan toplumların farklı akrabalık sistemleri karşısında düştükleri şaşkınlıktır. Akrabalık terimi, dilimizde kullanılan ve yalnızca kan akrabalığını dile getiren hısımlık kelimesiyle karıştırılmamalıdır.
Akrabalık hısımlık yoluyla olabileceği gibi akid (sözleşme) yoluyla da olabilir. Hısımlıkta aynı soydan gelmek ve kan bağıyla birbirine bağlı olmak zorunluyken sözleşmeden doğan akrabalık hukuki olarak evlatlık alınan kişinin evlat edinen kişiyle olan ilişkisini dile getirir. Hısımlık da ikiye ayrılır. İlki, birinci dereceden hısımlık ya da ebeveynle çocukları açısından hısımlıktır. Burada ailenin bir üyesinin diğerinden doğmuş olması esastır. İkincisi de civar hısımlığı ya da ikinci dereceden hısımlıktır. Burada da uzak da olsa ortak bir atadan gelmek, kan bağının ortak bir atada birleşmesi esastır. Babanın kardeşleri (hala, amca) ve annenin kardeşleri (teyze, dayı) ile bunların çocukları bu gruba girer.
En geniş anlamda, ortak bir atayı paylaşan ya da biri diğerinden türeyen iki insan birbiriyle akraba kabul edilir. Ancak bir zamanlar moda olduğu gibi akrabalık ilişkilerinin kan ilişkileri olarak ele alınıp incelenmesi yanlış bir anlayışa dayanmaktadır. Biyolojik açıdan akrabalığı açıklamak elbette mümkündür (genetik, kahtım v.b,), Ancak biyoloji niçin bir toplumda belirli bir akrabalık sisteminin varolduğunu, hatta bu sistemin farklı kültürel gruplar içerisinde neden farklı biçimlerde tezahür ettiğini açıklayamaz.
Akrabalık ilişkileri evlilik yoluyla gerçekleşirse buna bağlılık (alâka: affinity) yoluyla akrabalık adı verilir. Bağlılık İle akrabalık birbiri ile çok yakından İlişkili olduğu için akrabalık genellikle bağlılığı da içerecek şekilde kullanılır. Bir akrabalık sisteminden bahsedebilmek için evlilik ve ondan doğan akrabalıkları da sözkonusu etmek şarttır.
Aile kavramı akrabalığın içerisinde kabul edilir. Sanayi toplumlarında akrabalık çeşitli nedenlerle (göçler vb.) gerek kapsadığı üyeleri, gerekse işlevleri bakımından belli bir bölge içerisinde bulunma özelliğini yitirdiğinden, akrabaların "gurbef’e dağılması yüzünden geleneksel toplumlardaki yapısını ve önemini kaybetmeye yüz tutmuştur. Akrabalar eskiden belli bir bölgede dayanışma içinde, hatta kır-sal-pastoral alanlarda kabile asabiyeti içinde yaşarlarken, sanayileşmenin sonucunda aile, yani çekirdek aile daha ön plana çıkmakta ve akrabalık neredeyse aile ile eş değer kabul edilmektedir. Akrabalık dediğimiz o geniş sosyal kurum, şehirlerde minimum parçalara bölünmekte ve eskiden o kadar önemli olan yakınlık olayı yavaş yavaş kaybolmaktadır.
Ne varki, özellikle Üçüncü Dünya ülkelerinden henüz tam şehirleşmenin gerçekleşmediği yerlerde, kırdan kente göç hızlı ve toplu olarak meydana geldiğinden, kırsal kesimdeki akrabalar da toplu olarak büyük kentlere göçmekte ve eski akrabalık sistemlerini ve dayanışmasını kentin belli bölgelerinde oluşturdukları "geto"larda sürdürmeye çalışmaktadırlar. Bu da zaman İçerisinde kent hayatının sekülerleş-tirici etkisi ve iktidarların kurduğu tck-biçimli ve merkezi eğitim sistemi sayesinde çözülme eğilimine girmektedir (Örneğin büyük şehirlerimizde akrabalığın da ötesinde "hemşehri-lik"in ayrı bir anlama kavuşması bu bağlamda değerlendirilebilir).
Akrabalık kurumuna yönelik antropolojik yaklaşımlar genellikle üç alana bölünmüşlerdir. Bunlar akrabalık terminolojisi, sosyal kurumlar (aile, soy ve yerleşik (residence) gruplar) ve evliliktir. Evlilik burada değil, kendi madde başlığı altında ele alınacaktır.
Akrabalık Terminolojileri
Akrabalık terminolojilerinin incelenmesi, akrabalıkla ilgili incelemelerin babası olan antropolog L.Henry Morgan’a dek geri götü-rülebilir. Morgan iki tip aile terminolojisi ayırd ediyordu: "tasnifi" (elassificatory) ve "tasvirî’ (deseriptive) terminolojiler. Tasnifi terminoloji tüm birinci dereceden akrabaları (hısımları) ikinci dereceden akrabalardan (civar hısımlığı) ayırd edemeyen Iroquois kızılderili-leri gibilerinde; tasvirî terminolojiler de İngilizler gibi bu ayrımı yapan milletlerde görülür. Daha sonra R.H.Lowie tarafından ebeveynin neslinin kan bağıyla oluşan akrabalıklarının tasnifi temelinde dört tip belirlediği incelemesi gelir. Lowie’yc göre, baba ve anne gibi birinci dereceden akrabaların amca ve hala gibi ikinci dereceden akrabalardan ayırd edildiği bizim kültürümüzdeki gibi sistemleri; birinci dereceden akrabalarla, onlarla aynı cinsten nesepleri (paralel akrabaları) çapraz akrabalardan (bunlar zıt cinsten soy bağıyla bağlıdırlar birbirine) ayırd eden sistemleri; her iki ayrımı da aynı zamanda yapan ve böylece bir kişinin ebeveyninin nesebi içinde bu altı jeneao-
lojik referans noktasının herbirini farklı bir terimle adlandıran sistemleri ve nihayet bu ayrımları yapmayan "neseb" ya da "neseb sistemleri" vardır. Bunlar tüm akrabalık türlerini aynı terimle ya da yalnızca cinsiyete göre ayırd edilen terimlerle tasnif ederler. Son olarak terminolojik tasnifine temel olarak ego oluşumunu alan ve etnik ve coğrafi etiketlerine göre altı tipe ayrılan bir girişim Murdock’dan geldi:
1- Hawaili terminolojiler sülalenin üyelerini ve yeğenleri tek bir terimle (ya da ancak cinsiyetle ayırd edilen iki terimle) sınıflarlar. Onlar birinci dereceden akrabaları ikinci dereceden akrabalardan ayırmazlar.
2- İngilizce’nin de içinde olduğu Eskimo terminolojileri sülalenin üyelerini kuzenlerden ayırd eder.
3- Sudanlıların terminolojileri her jeneaolojike mevkiye farklı adlar verir.
4- Iroquoİs terminolojileri paralel yeğenleri çapraz-yeğenler-den ayırd eder.
5- Krow terminolojileri Iro-quois’ebenzer, fakat babanın kızkardeşinîn kızını babanın kızkardeşine verdiği adla sınıflandırır.
6- Omaka terminolojileri de aynı şekilde annenin erkek kardeşinin oğlunu, annenin erkek kardeşi için kullandığı terimle adlandırır.
Burada okuyucunun aklına niçin böyle olmaktadır gibi bir soru gelebilir: Niçin Nebras-ka’dakİ Omaka, ya da Yukarı Volta’dan Samo halkı, hem belirli bir yeğenler sınıfını, hem de belirli bir amcalar sınıfını aynı sözcükle karşılamışlardır? Bu noktada işin özüne doğru inİl-mekteve akrabalık terimlerinin doğası üzerinde tartışmalar başlamaktadır.
Bu tartışmaların en ünlüsü Kroeber ile Rivers arasında olanıdır. Kroeber akrabalık terimlerinin kaynağını toplumda değil dilde ve onu incelemenin de sosyolojinin değil, psikolojinin görevi olduğunu vurgulamış, buna karşılık Rivers evrimci bir bakış açısıyla bu terminolojilerin sosyal davranış tarafından belirlendiği tezini ortaya atmıştır. Daha sonraları tartışmaya Radclİf-fe-Brown dahil olmuş ve Rivers gibi akrabalık terminolojisinin sosyal yapı bağlamında analiz edilmesi gerektiğini (Rivers’in determinist açıklamasını kabul etmeden) ileri sürmüştür.
Radcliffe-Brown bunun yerine akrabalık terminolojileri ilevarolan sosyal gerçekler arasında işlevsel bir karşılıklı bağımlılık olduğunu öne sürmüştür. Radciİffe-Brown’un varsayımları bugün de akrabalık terminolojisinin doğasıyla ilgili analizlerde kabul edilmiş bulunmaktadır. Son zamanlarda yapılan semantik ve antropolojik çalışmalar bu yaklaşımların geçerliliği üzerinde yoğunlaşmış durumdadır.
Sosyal Kurumlar
Akrabalığı sosyal kurumlara dayanarak açıklayanlar daha farklı bir bakış açısına sahiptirler. Bu alandaki tartışmalar 1960’lara kadar soy grupları üzerinde yoğunlaşmaktaydı. Soy grupları bir baba soyu ilkesi, bir anne soyu ilkesi, her ikisinin de eşzamanlı otarak bulunduğu ve her ikisinin de bulunmadığı ilkeler tarafından yapılanmış olabilirler. Verili bir toplumdaki mülkiyetin tevarüsü gibi kurumlar, doğrudan doğruya soy gurubu yapısıyla İlişkili olabileceği gibi, böyle olmadığı durumlar da vakidir. Soy grubu yapısı, Murdock’a göre, kendi başına akrabalık terminolojisinin bir belirleyicisidir.
(SBA)
Medeni kanuna göre: birici derece akrabalar:anne-baba- eş ve çocuklardır. İkinci derece akrabalık :kardeşler, üçüncü derece akrabalık: torun ve kardeş çocuklarıdır. İhalelerde bu göz önünde bulundurulur.