Hastalık Nedir

      27.11.2019
      646
      Hastalık Nedir

      Hastalık, organizmada bir takım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla fizyoloji görevlerinin bozulması durumudur. Organizmasının normal durumundan bir sapma olan hastalık ateş, ağrı, uykusuzluk gibi birçok belirtilerle kendini gösterir, insan vücudundaki bozukluğu gösteren bu belirtilere hekimlik dilinde "semptom" adı verilir. Semptomların tümüne de "semptomatoloji" denir.

      Doktorun görevi hastalığın dış belirtilerinden yola çıkarak, kesin tanısına (teşhis) varmaktır. Hastalığın ne olduğunu belirleyen doktorun işinin ikinci bölümü, hastanın durumun «^düzeltilmesinde en uygun tedavi yönteminin seçimidir. Hastalık durumuna, Yunanca acı çekmek anlamına gelen "pathos" sözcüğünden kaynaklanan patolojik durum denir.

      Doktorun aynı zamanda iyileşmek için gereken süreyi büyük bir kesinlikle öngörmesi gerekir. Kimi zaman doktorlar iyileşme konusunda konuşmaktan çekinirler, çekimser kalırlar. Bunun nedeni hastanın durumunun tümüyle ümitsiz olmamakla birlikte ağır olması ve doktorların hastanın hastalığı yenebileceğinden emin olmamalarıdır.

      Hastalıklar genel olarak kalıtımsal, doğuştan ve sonradan edinilen olmak üzere üç ana başlık altında toplanır. Kalıtımsal hastalıklar, tıpkı yüz çizgileri, saç ve göz rengi, bedensel özellikler gibi ana babadan çocuğa geçen hastalıklardır. En yaygın kalıtımsal hastalık hemofili ya da diğer bir deyimle kan dinmez-liğidir. Bu hastalık en küçük bir yaranın bile geç kapanmasına neden olur. Sürekli kan akması ancak yoğun bakım ile önlenebilir.

      Doğuştan hastalıklar, organizma henüz anne karnında iken gelişmeye başlamış olan hastalıklardır. Doğumdan önceki gelişme dönemi çok önemli ve duyarlıdır. En yaygın hastalık grubunu sonradan edinilen hastalıklar oluşturur. Bu hastalıklar dış etkenlerden kaynaklanırlar. Sonradan edinilen hastalıklar da alt gruplara ayrılır. En önemli alt grup organizmaya virüsler, bakteriler, asalaklar gibi yabancı canlı organizmaların girmesiyle oluşan bulaşıcı hastalıklardır.

      Çevredeki bu küçük varlıklara karşı insan vücudunun doğal bir korunma mekanizması vardır. Solunum yolları, sindirim yolları, deri, göz gibi bölgelerde çeşitli salgılar ve koruyucu yapılar doğal bir korunma mekanizması oluştururlar. Bütün bu engelleri aşarak vücuda girmeyi başaran mikroplar ise yok etmek amacıyla kendilerine saldıran akyuvarlar ve bağışıklık çi-simleriyle (antikorlarla) karşılaşırlar.

      Bu hücreler insan vücudunun diğer koruyucularıdır. Bazı bakterilere karşı insan vücudunda özgün koruyucular yoktur ama gerektiğinde bunlar oluşabilirler. Aşılamada bu özellikten yararlanılır. Vücuda hastalık yapıcı etkileri azaltılmış ya da ölü mikropar verilerek, bunlara karşı özgün koruyucuların gelişmesi sağlanır. Böylece hastalık yapıcı etkileri yüksek olan mikroplar vücuda girdiğinde bu koruyucuların hazır olmaları sağlanır. Sonradan edinilen hastalıklar arasında bir başka alt grup da travma (çarpma) kökenli hastalıklardır.

      Bunların nedeni, bir çarpma ya da cansız bir etken-" dir. Bu grup, kemik kırıklarından deri yanığına, zehirlenmelerden yaralanmalara kadar çeşitli hastalıkları içerir. Hastayı iyileştirmek için doktorun kullandığı araçların tümü tedavi adım alır. Hastalığın sebebine yönelen tedavinin amacı sebebin kaldırılması ya da etkisiz kılınmasıdır. Bu yöntem en başarılı yöntemdir.

      Çünkü neden ortadan kalkınca hastalık sona erer. Sebebi bilinmeyen hastalıklarda ise, tedavi, belirtilerin ortadan kaldırılmasını amaçlar. Bu tedaviye palyatif tedavi de denilir.

      YORUMLAR

      Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.