Dna Nedir
Dna Deoksiribonükleik Asit yaşamın ana molekülü. Nükleik asit grubundan dev molekül. Deoksiribonükleik asit olarak da söylenir. Canlılarda kalıtım sağlayan kromozomların temel maddesidir. Tıpta büyük bir çığır açan DNA molekülünün bulunuşu oldukça yenidir. 1869 yılında F. Miescher, hücre çekirdeğinde azot ve fosfor içeren bir madde bulunduğunu saptadı ve buna nüklein dedi.
Daha sonraki incelemeler nükleinde iki nükleik asit bulunduğunu ortaya koydu. 1924’de Feulgen ve Ro-senmbeck bunlardan birinin de-zoksiribonükleik asit (DNA), ötekinin de ribonükleik asit (RNA) olduğunu söylediler. DNA’nm türlü proteinler içeren kromozomların temel maddesi olduğu ve dolayısıyla da kalıtımdaki rolü, 1944’de Amerikalı bilim adamları Avery, McLeod ve McCarty tarafından saptandı. 1950’li yıllarının başlına değin, çoğu biyolog, kalıtımın temel taşıyıcısının proteinler olduğuna inandılar.
Oysa bugün bu rolün nükleik asitlere ait olduğu artık kesinlikle bilinmektedir. Her hayvanda bulunan DNA miktarı ayrı ayrıdır. Denizanası Cassio-peia’du her hücrede 1,43×10— mg DNA varken, insanda bu miktar hücre başına 6×10— mg dolayındadır. İ953 yılında J.D. Watson ve F.H.C. Crick’in DNA için tanımladıkları model bugün de doğrulanmıştır. Watson-Crick modeline göre; DNA molekülü iki kopolimer molekülden oluşan ikili sarmal biçimindedir. Birbirine sarılan iki nükleik asit kopolimeri, şeker moleküllerine bağlı bazların zayıf hidrojen köprüleriyle tutunurlar.
Bazlar; adenin, guanin, sitosin ve ti-nin’dir. Adenin tinin ile, sitosin de guanin ile köprü kurabilir. DNA moleküllerinde sarmallar her zaman sağa doğrudur. DNA molekülü, hücre bölünmesi sırasında ortasından bölünerek ve küçük nükleotitlerle uygun biçimde birleşerek kendisinin tümüyle aynı olan yavru DAM’yı oluşturur. Böylece bir DNA molekülünden iki yeni DNA molekülü ortaya çıkar.