Derinin Yapısı ve Görevleri Nedir
Derinin yapısı ve Görevlerini insan ve hayvan vücudunu saran, genellikle tüy ve kılla kaplı, az çok yumuşak bir örtüdür. Son derece esnek olan deri insan organizmasının bir parçası olup çok önemli işlevleri vardır. Gerçekten de deri, zararlı maddelerin vücuttan atılmasında böbreklerle işbirliği yapar. Ayrıca duyarlı iç organları çarpma ve vurmalardan bir kalkan gibi korur.
Mikropların içlerine işlemesini önler. Ayrıca vücut sıcaklığını doğal koşullarda yaklaşık 37 derecede tutar. Son derece az (0, 4-4 mm) bir kalınlığı olmakla birlikte, yapı ve görünüm açısından farklı üst üste iki katmandan oluşur. Bu katmanlardan ince ve yüzeysel olanı üst deri (epiderm), daha kalın ve altta olanı alt deri (derm) adını alır. Üst deri dış ortamla doğrudan ilişkide olduğundan koruyucu görevi vardır. Aslında birbirine sıkıca yaslanmış hücre katmanlarından oluşur. En üstteki altıgen ve yassı hücreler sürekli kullanıldıklarından zaman zaman dökülerek atılırlar ve bir alt katmandaki hücrelere yerlerini bırakırlar. Böylece her hücre, atılmadan önce tüm katmanları aşar. Bu arada bazal ya da üretici adı verilen en alt katmandaki silindir ya da küre biçimindeki hücreler, bölünmelerini sürdürerek yeni hücreleri oluştururlar.
En yüzeysel hücrelerin üzeri, kendilerini daha dirençli kılan ve görevlerini daha iyi yerine getirmelerini sağlayan özel bir madde ile kaplıdır. Böylece atmosfer gazlarının ve suyun geçmesini önleyerek, iç kimyasal dengenin en iyi şekilde korunmasında yardımcı olurlar. Gene koruyucu amaçla, üst deriyle alt deri arasında, melanosit adı verilen özel hücreler bulunur. Bu hücreler Güneş ışınlarının etkisi altında, koyu renkli bir pigment (boya madesi) olan melanini yaparlar. Güneşten ten renginin koyulaşması bu maddeye bağlıdır. Ancak melaninin en önemli işlevi duyarlı iç organları Güneş ışınlarının zararlarından korumaktır.
Üst deride kan damarları yoktur. Buradaki hücreler alt derideki kılcal damarlardan beslenirler, işte yüzeysel bir sıyrık ya da yaralanma sırasında kan akma yışının nedeni budur. Derinin koruyucu işlevi dışındaki işlevlerin tümü altderi tarafından sağlanır. Altderide çok sayıda sinir lifi ağı vardır. Beyne gerekli uyarıları ileten bu lifler derinin dokunma ve ağrı duyusunu sağlarlar. Alt deride ayrıca deriye yumuşaklığını ve esnekliğini veren yağlı maddeyi salgılayan yağ bezleri ile su ve atılacak maddelerden oluşan teri salgılayan çok sayıda ter bezleri de bulunur. Terleme ile organizmanın iç "temizliği" sağlanırken, sıcaklığı da belirli bir düzeyde tutulur. Ter, buharlaşarak vücut sıcaklığını düşürür. Vücut sıcaklığının belirli bir düzeyde tutulmasına altderideki birçok kılcak damar da yardım eder.
Gerek çevre koşullarına bağlı olarak, gerek özel bir durumdan dolayı organizmanın sıcaklığı yükselme eğilimi gösterdiğinde, altderideki kılcal damarlar genişler ve daha çok kan gelmesini sağlarlar. Bu damarlar yüzeysel oldukları için fazla ısının bir kısmını dış ortama verirler. Soğukta ise kılcak damarlar darala-rak ısı kaybını önlerler. Alt derideki kan akımı değişiklikleri derinin rengini etkiler. Deri, aşırı sıcakta pembeleşir, soğuk-taysa daha soluk bir renk alır. Derinin yüzeyi tamamen düz değildir, küçük çıkıntılar ve bunları izleyen girintiler nedeniyle özel bir yapıdadır. Bu çizgiler altderinin yüzeyine de yansır, özellikle ellerde bu durum daha belirgindir. Parmak derisi her insanın kendisine özgü olup, parmak izi her insanda ayrıdır. Derialtı yağ katmanı enerji veren maddeleri biriktirir, ısı yalıtımını sağlar ve deriyi altındaki dokulara bağlar.
Derinin bir ilginç özelliği de kişinin yaşının ilerlemesine bağlı olarak buruşmasıdır. Buruşma sırasında en önemli değişmeye altderi uğrar. Kollagen sertleşir, esnek dokunun esnekliği azalır. Altderideki bu değişiklik üstderi-yi de etkiler. Hücrelerin üst katının inceldiği gözlenir. Yağ ve ter bezlerinin çalışma düzenleri bozulur. Saçlar dökülmeye başlar. Deride gözlenen bu türden değişiklikler beyaz ırktan insanlarda çok daha belirgindir. Bunun nedeni beyaz ırktan olanlarda, güneşin etkilediği deri alanının çok daha fazla oluşudur. Nitekim güneşin etkili olduğu tropikal bölgelerde yaşayanlar,. çabuk yaşlanırlar.
Teşekkürler.
┼«Æ~♀§─.«©╬ÿĞ┘ª├♫m].Ü5.↑^
hiçbirşey