Demokrasi Nedir

Demokrasi Yönetimin halk tarafından hak için yapıldığı siyasal rejime demokrasi adı verilir. Demokrasi sözcüğü Yunanca kökenlidir. Yunancada "demos" halk, "kratos" iktidar anlamına gelir. Demokrasi anlayışına uygun ilk hükümet biçimini İsa’dan önce 4. yüzyılda yaşamış olan Yunan düşünürü Aristoteles öne sürmüştür. Atina devletinin yönetim biçimi demokrasi olarak nitelenirse de, bu demokrasinin günümüzün demokrasi sistemlerine uygun olmadığı görülür.
Çünkü vatandaşların seçtiği temsilcilerle yönetilen Atina devletinde kölelik sistemi de vardı Kölelerin oy hakkı olmadığından, yönetime katılma hakkı gerçekte bir azınlık oluşturan vatandaşlara aitti. Ayrıca kadınların ve göçmenlerin de oy hakkı yoktu. Atina’da ve öbür Yunan sitelerinde görülen demokrasi yöntemi yaklaşık olarak iki yüzyıl sürmüştür. Daha sonra yönetim yeniden kralların eline geçmiştir. Roma’da ise gerçek anlamda demokrasi hiçbir zaman sözkonusu olmamıştır. Pleb adı verilen halk tabakasının cumhuriyet döneminde elde ettiği siyasal haklara karşın, ülke daima toprak sahiplerinin egemenliği altında senato tarafından yönetilmiştir. Cumhuriyet döneminden sonra ise. Roma imparatorluğa dönüşmüştür.
Klasik demokrasi diye adlandırılan demokratik rejimin ortaya çıkışı Avrupa’da feodalitenin yıkılıp merkezi krallıkların kurulmasından sonraya rastlar. Krallıkların güçlenmesi yeni bir çekişmeye, aristokrasi burjuvazi çekişmesine yol açmıştır. Bu çekişme ingiltere’de gelişmiş, burjuvazi krallık otoritesini sınırlamaya çalışmıştır. Krallık otoritesini sınırlamak için ulusal egemenlik görüşü ortaya atılmıştır.
Devletteki her türlü egemenliğin ulusa ait olduğu görüşü yayılmış, bu görüşün gelişmesi klasik demokrasi sistemine ulaşmıştır. Demokrasi deyiminin başına klasik sıfatının eklenmesinin nedeni, demokratik sistemin felsefi, hukuki ve siyasal temellere dayan-masındandır. Bu temel düşüncelerden kaynaklanan demokrasi anlayışının öğeleri zaman içinde belirlenmiş ve demokrasi denilince tarihten gelen bu sistem anlışılmıştır. Klasik demokrasiyi, burjuvazinin demokrasi anlayışı olarak nitelemek yanlış olmaz. Burjuvazinin, ekonomik alanda temel görüşü olan liberalizm, siyasal sistemini demokraside bulmuştur. Burjuvazi, kendi özgürlük anlayışına uygun olarak, devlet müdahalesi olmadan kazanmayı temel ilke olarak benimsemiş ve bunu gerçekleştirecek demokratik devlet sistemini kurmuştur.
Zamanla klasik demokrasi kavramı değişikliğe uğramış, yeni klasik demokrasi denilebilecek bir sistem içinde, toplumsal haklar belirmiştir. Siyasal iktidarın kişi haklarını aşırı biçimde sınırlamasını engellemek amacıyla, örneğin anayasa mahkemesi gibi kurumlar geliştirilmiştir.
Yakın çağların ilk demokratik anayasası, Amerika Birleşik Devletleri Anayasası’dır. Bu anayasanın temelinde Amerika Birleşik Devletleri’nin doğumuna yol açan bağımsızlık bildirisi yatar. Gerçekten de ingilizler tarafından Amerika’nın kuzey kesiminde kurulmuş olan onüç eyalet 1776 yılında anavatana karşı ayaklanmışlar, bağımsızlıklarını ilan ederek Amerika Birleşik Devletleri adını almışlardır. Amerika Birleşik Devletleri’nin bağımsızlık bildirisi ile daha sonra oluşturulan anayasa, demokratik gelişme tarihinin iki önemli belgesidir.
Bu bölgelerde her demokrasinin temel ilkelerini oluşturan insanların özgürlüğü ve eşitliği ilkeleri vurgulandıktan sonra, yeni bir siyasal anlayış geliştirilmiştir. Bu anlayış, ulusun serbest seçimler aracılığıyla seçtiği temsilcilerle kendi kendini yönetmesi ilkesini benimsemiştir. Amerikan bağımsızlık hareketinin, 1789 yılında başlayan Fransız Devrimi üzerinde de büyük etkileri olmuştur. Ondoku-zuncu yüzyıl boyunca dünyada büyük değişikliklere yol açan siyasal gelişmeler, hep Amerikan ve Fransız devrimlerinin ilkelerinden esinlenmişlerdir. Avrupa devletlerinin çoğunda krallar iktidarda kalmakla birlikte, anayasalar kralın yetkilerini sınırlamıştır.
Cumhuriyetlerde olsun, meşrutiyet yönetimlerinde olsun yasama görevi serbest seçimlerle seçilen ulus temsilcilerinin yer aldığı parlamentoya verilmiştir. îlkin yetişkin erkeklere tanınan oy verme hakkı, yirminci yüzyılda birçok ülkede kadınlara da tanınmıştır.
Klasik demokrasinin günümüzdeki başlıca ilkeleri, seçim ve temsil ilkesi, genel ve eşit oy ilkesi, çoğunluğun yönetim hakkı, devlete karşı temel kişisel hakların tanınması, yasa karşısında eşitlik, olarak sıralanabilir.
Çağımızda halk demokrasileri adı verilen bir başka demokrasi türünün daha ortaya çıktığı görülmektedir, özellikle ikinci Dünya Savaşı’ndan sonra uygulama alanı genişleyen bu rejim sosyalist ülkelerde uygulanmaktadır. Bu sistem çok partili olmayıp, tek bir parti (genellikle komünist partisi) vardır.
teşşekkürler işime yaradı
hepsini yazdım çok güzel 100 aldım sağolun 2 saatte bitirdim :)
yaaaaa nolur kısaltın ıhıhııh
çok uzunmuş bune be 40 gün yazsam bitmez