Burun Nedir
Burun, solunum aygıtının ilk kısmı olup, koklama organıdır. Alınla üst dudak arasında yer alır. Burun tarafından beyne iletilen uyarılar bize kokuları tanımak, sınıflandırmak ve kaynaklandıkları nesne ya da durumu belirlemek olanağını verir. Burun bundan başka solunumda görev alır. Soluduğumuz havaya basit bir yol gösterme görevini üstlenmekle kalmayıp ciğerlere zarar vermemesi için, çok sayıdaki kılcal kan damarları aracılığıyla gelen havayı ısıtmak, nemlendirmek ve içindeki tozları tutarak süzmek gibi oldukça önemli işlevleri yerine getirir. Burun koku alma yeteneği yardımıyla gözle görülemeyen kimi olayları önceden algılayarak beyni uyarır. Örneğin yanık kokusu bir yangını, gaz kokusu ciddi sonuçlara yol açabilecek bir gaz kaçağını önlemek fırsatını sağlar.
Koku alma duyusu, tıpkı işitme duyusu gibi, hem süreç içinde insan yapısının evrimsel değişmesiyle hem de makinelerin çıkardıkları gazlar ve sanayi artıkları gibi çağdaş etkenler nedeniyle giderek zayıflamıştır. Bir zamanlar dağların ya da ormanların doğal kokusundan farklı kokudaki bir canlının varlığını gözükapalı bilmek olağan sayılırdı. Gece yapılan avlanmalarda av hayvanının yerini saptamak da bir koku alma sorunuydu. Çağdaş dünyada bile kimi toplumlar bu ilkel yeteneklerini korumuşlardır.
Kızılderililer geçtiğimiz yüzyılın sonuna dek olağanüstü ayrıntılı koku alabilen insanlardı, örneğin Siyu’lar, gece karanlığında çıngıraklı yılanın yerini yosununkine benzeyen özel kokusuyla saptayabilir ve ondan korunabilirlerdi. Kimi hayvanların çok gelişmiş koku alma duyuları vardır. Köpeğin koku alma duyusu bir insa-nınkinden bin kez hatta milyon kez daha güçlüdür. Filin de koku alma duyusu çok gelişmiştir. Fil burununu hem "el" hem de "hortum" gibi kullanır. Soreksin gözleri iyi görmez ama kıllı uzun burnuyla yediği böcekleri inanılmaz bir yetenekle arar bulur.
Dış burnun yukarı kısmı kemikten, aşağı kısmıysa kıkırdaktan yapılmıştır. Küçük hareket kasları burnun kıkırdak yapısına sınırlı hareketler yaptırmayı sağlar. Dış burnun biçimi ırka ve etnik kökene göre değişir. Yandan bakıldığında düz görünen burna düz burun, almla aynı çizgi üzerinde dik olarak inen burna Grek burnu, yandan görünüşü dışbükey olan burna kartal burun, yandan görünüşü içbükey olan burna da kalkık burun adı verilir. Burnun içinde, burun deliklerinden hemen sonra iki burun boşluğu açılır.
Bu boşluklar da aralarında ikiye ayrılır: Öndekine dalız, üst-arkadakine burun çukuru denir. Dalız bol tüylü griye çalan renkli bir deriyle kaplıdır. Burun çukuru ise yer yer kırmızımsı (sümüksü mukoza) yer yer sarımsı (koku alma mukozası) renktedir. Sarımsı mukozada kokuları algılayan özel hücreler vardır. Bu hücreler çok sayıda küçük tüyle kaplıdır. Tüy-cükler havada bulunan değişik moleküllerin herbirinden kaynaklanan kimyasal uyarıları algılarlar. Koku algılayan her hücreden sinir lifleri çıkar. Bunlar kafatasının alt kısmında yer alan kemiği içindeki küçük delikçik-lerin içinden geçerek kafatasına girerler. Bu yol boyunca, uyarılar beyindeki koku merkezine ulaşırlar. Koku merkezine ulaşan uyanlar önceki deneylerden elde edilen bilgilere göre değerlendirilir.
Burun birçok atasözü ve deyimde de yer alır. Bu konuda en çok sözü edilen organlarımızdan biridir. örneğin, "burnu kaf dağında olmak"; "burnunu sürtmek"; "burun kıvırmak"; "burnunu sokmak"; "burnundan gelmek"; gibi. Ayrıca bu organın koku alma duyusuna yönelik işlevlerini belirtmek için halk dilinde kullanılan "burnunun direği kırılmak"; "burnundan getirmek"; "burnunda tütmek" gibi deyişler de vardır.