Göz Nedir
GÖZ, Göz Nedir Ne İşe Yarar ; Görme organıdır. Gözün görünen bölümü aslında görme organının yalnızca küçük bir bölümüdür. Doğa, bu duyarlı organı fazla ışıktan ve yabancı cisimlerden korumak amacıyla kafadaki bir kemik çukurunun içine yerleştirmiştir. Ayrıca kirpikler, kaşlar, gözkapakları gibi koruyucu yapılar da eklemiştir. Bu yapıların dış etkenlere karşı gözü koruyamamaları halinde daha etkili bir yardımcı işe karışır. Gerçekten dc göz, gözyaşı bezlerinin salgıladığı bir sıvı ile sürekli olarak yıkanmaktadır. Bu sıvı, gözkapaklarının bilinçsizce sürekli olarak kırpılmasının da yardımıyla, her yabancı parçacığı dışarı atar.
Olağan koşullarda gözyaşı üretiminin hemen hemen farkına varılamaz. Buna karşılık ruhsal nedenlerle ya da dış etkilerle gözyaşı üretiminin arttığı durumlarda, göz artık gözyaşını tutmayı başaramaz ve gözyaşı kirpik kenarlarından akar. Bütün bu koruyucu yapılar göz yuvasını korumaya çalışırlar. Göz yuvası küresel yapıdadır, içinde görüntülerin görülmesi için gerekli öğeler vardır. Bu öğeler gözakı, billursu mercek de denilen gözmerceği ve bir mercek gibi çalışan camsı cisimdir (corpus vitreum).
Camsı cisim birbirlerinden farklı işlevleri olan ince tabaka ile sarılmıştır. En iç tabaka ağtabakadır. Ağtabaka üzerinde dış dünyadan gelen görüntüler saptanır. Ağ-tabakada bulanan çok sayıda duyusal sinir hücresinin uzantıları görme siniri aracılığıyla doğrudan beyne bağlanır. Ağtabaka-nm bu özel yapısı ona olağanüstü bir duyarlılık kazandırır. Görme olayının nasıl gerçekleştiğine gelince: Işınlar irisin ortasındaki bir delik olan gözbe-beğinden billur cisme gelirler, iris gözün renkli bölümüdür. Billur cisim bu ışınları kırar ve ağtabakanın sarı leke denilen noktasında odaklaştırır. Işınlar bu noktayı oluşturan, ışığa duyarlı yaklaşık 120 milyon hücreyi uyarırlar.
Biçimlerine göre koni ve çomak diye adlandırılan bu hücreler görme alanı içindeki cisimlerin renk ve biçim bakımından gerçeğe uygun, fakat küçük ve ters görüntülerini saptarlar. Bu görüntü hemen görme sinirinin beyne ileteceği bir dizi uyarıya çevrilir. Beyin henüz tam olarak açıklanamayan bir işlemle bu görüntüleri düzeltir ve uzaydaki gerçek boyut ve konumlarını kazandırır. Boyutlu görme her iki gözün görüntüleri birlikte, ancak farklı açılardan algılamalarının sonucudur. Ağtabakanın koni ve çomak hücreleri dış gerçeğin doğru görüntüsünün sağlanmasında birlikte çalışırlar. Ancak görevleri farklıdır. Koniler ancak bol ışıkta çalışırlar. Farklı ışık dalga boylarına duyarlı olduklarından, çok küçük renk farklılıklarını bile algılarlar.
Çomaklar ışık çok zayıf olduğu zaman araya girerler. Yalnızca biçimleri ve farklı gri tonlarını .algılarlar, işte bu nedenle alacakaranlıkta ve gece yalnızca siyah beyaz görüntüler algılanırken, gün ışığında görüntüler çeşitli renklerle algılanırlar. Gözler olağan koşullarda kesin ve ayrıntılı görüntüler sağlarlar. Ama eğer hızla hareket eden bir şey gözlenirse, karışık bir gölgeden başka bir şey algılanmaz. Bunun nedeni görüntünün ağtabaka üzerinde yaklaşık olarak saniyenin onda biri kadar kısa bir süre kalmasıdır.
Bu küçük zaman parçasında ağtabaka yeni bir görüntü saptamayı başaramaz, ilk görüntüye yeni bir görüntünün ancak bir parçasını ekler. Sonuçta net olmayan bir görüntü elde edilir. Görüntünün ağtabaka üzerinde bir süre kalması bir sakınca gibi gelebilirse de, tam tersine bu özellik hareket hissini vermeye yarar. Gerçekte bundan yararlanarak göz bir dizi "fotoğrafı" bir "canlı bolüne" dönüştürür. Sinema da bu ilkeden yararlanır.
Herhangi bir görüntünün tam ayrıntılarıyla doğru olması için bir görüntünün kesinlikle ağtabaka üzerinde oluşması gerekir. Farklı uzaklıklardan gelen Güneş ışınlarının her zaman ağtabaka üzerine düşmelerini billur cisim sağlar. Billur cisim kasılarak ve gevşeyerek ışınları ağtabakaya doğru yöneltir. Ancak, eğer billur cismi denetleyen kaslar yorulur ya da gerektiği gibi çalışa-mazlarsa, görüntüler ağtabakanın önünde ya da arkasında oluşurlar. Buna bağlı olarak görüntü netliğini yitirir. Bu durumlarda miyopluk ve hipermetroptuk gibi bozukluklardan söz edilir.
Bu bozukluklara oldukça sık rastlanır. Bu bozuklukları önlemek için gözlük kullanılır. Uzağı görememeye miyopluk denilir. Bu durumda görüntü ağtabakanın ön tarafında, gözyuva-rının içinde oluşur. Bu aksaklık içbükey mercekli gözlüklerle giderilir. Yakını görememe hipermetroptuk adını alır. Görüntü ağtabakanın arkasına düşer. Hi-permetropluk dışbükey merceklerle düzeltilir. Yaygın bir göz kusuru da astigmallıktır. Bu durumda göz, bir arada bulunan dikey ve yatay çizgilerle uyum yapamaz. Astigmattık da gözlükle düzeltilir.
süpersin rizem benum 53 53 34 34