Çocuklarda Spor ve Gelişim Nedir
Sağlıklı bir yaşam için spor yapmanın gerekliliğini herkes biliyor.. Ancak sporun yalnızca yetişkinler için değil; çocuklar için de yararlı olduğu pek dikkate alınmıyor.
Spor alışkanlığının temeli çocukluk çağında siz değerli anne babaların desteği ve teşvikiyle atılmalıdır . Büyüme ve gelişme yalnız çocukluk çağında görüldüğünden, egzersiz çocukluk çağında önem kazanıyor. Çocukluklarını hareketsiz geçiren bireyler ise maalesef yaşlılıklarında ostoeporoz gibi çeşitli hastalıklara zemin hazırlamış oluyorlar. Oysa büyüme çağında sporla iskelete ve kaslara yük bindiren hareketler, kemiğin büyüklüğünü ve yoğunluğunu arttırarak sağlam kemik gelişiminin oluşumunu ve sağlıklı yaşlanmayı garanti ediyor.
Konuyla ilgili olarak fizyoterapist Ali Kuz’un çocukluk çağında gelişen ve iskelet kas sistemini bozan pozisyonları ve bunları telefi edecek faydalı spor dalları ile ilgili bilgisini paylaşmak istiyoruz..
“-Bilgisayar ve televizyon ile ne yazık ki en değerli varlıklarımız olan çocuklarımız spordan uzak ve hareketsiz bir yaşam tarzını benimsediler. Unutmayın, sporun önemini ve gerekliliğini çocuklarımıza bugün aşılayabilirsek onlara daha sağlıklı bir geleceğin de kapılarını aralamış oluruz ve düzenli bir şekilde devam ettirilen egzersizlerin sayesinde yalnız çocukluk döneminde değil ileri yaşlarda da çeşitli faydalarını görebiliriz.
Çocuklarda omur kemikleri doğumdan itibaren alt ve üst her iki yüzeyde birer kıkırdak plak ihtiva ederler. Bu kıkırdak plakların kemik gövdesi ile temas ettiği kısımda epifiz yer alır ve omur kemikleri her iki plakta bulunan bu bölgelerden kemikleşirler. Çocuklar olgunlaşırken omurlar bu kısımlardan büyürler. Buradaki kıkırdak plaklar yaklaşık 17 yaşında kemiğe yapışır. 20 yaş civarında ise kemikleşir ve omur kemiklerinin gövdesi ile kaynaşırlar. Bu andan itibaren de omur büyümesi sona erer.
Epifizler büyüme çağı boyunca aktif olarak görev yaparlar ve normal şartlar altında simetrik bir büyüme gerçekleştirirler. Bu büyüme epifiz tabakalarına uygulanan basınçtan önemli ölçüde etkilenir. Epifiz tabakaları üzerine dengeli dağılan simetrik basınç uygulaması simetrik büyüme ile neticelenirken, asimetrik uygulanan basınç asimetrik büyüme ve dolayısıyla da omurlarda deformite, eğri büğrü bir yapı oluşturur. Hatta bu asimetri kemiğin iç yapısına da yansır ve sağlıklı bir kemik gelişimi olmaz.
Bu nedenle gelişme çağı içinde bulunan çocukların ağır yük taşımaları ve yükü bilhassa vücutları ile asimetrik tarzda bir yerden bir yere götürmeleri omur kemiklerinde bulunan epifizler üzerine yükü dengesiz şekilde bindirecek ve dolayısıyla sağlıklı bir kemik gelişimi olmayacaktır. Onun için diyoruz ki, çocuklarımız mümkün mertebe ağır okul çantalarını taşımasınlar.
Sadece o günkü dersleri ilgilendiren kitap ve gereçleri yanlarına alsınlar, diğerlerini bıraksınlar. Lüzumsuz hiçbir ağırlığı çantalarında bulundurmasınlar. Hatta okulun imkânları müsait ise çocuklara okulda birer adet dolap tahsis etmek büyük kolaylık sağlayacaktır. Ayrıca ağırlıklar eşit olarak her iki ele paylaştırılarak veya sırtta simetrik ve eşit tarzda dağıtılarak taşınmalıdır. Böylece hem kendileri rahat edecek, hem de sonraki yıllarda omurgada ortaya çıkabilecek birtakım rahatsızlıklar için şimdiden tedbir almış olacaklardır
Hatta ilk bebeklik döneminde dahi seçilen ayakkabı çocuklarımızın sağlığı açısından çok önemlidir. Dikkat edilmesi gereken bir diğer konuda bebeklerin yürüme çağı gelmeden onlara yürüme egzersizleri yaptırmamaktır. Çünkü bu şekildeki yürütme çalışmaları bebeklerin ayak diz ve kalçalarındaki kemik gelişimini bozar. Bu nedenle mümkünse bebeklerin kendi kendilerini kaldırıp yürümelerini beklemek gerekir.
Düzenli idman az önce bahsettiğimiz gibi büyüyen çocuğun fiziksel gelişiminin yanında psikolojik ve sosyal yönden de gelişimine katkıda bulunur. Bireysel idmanlar özgüvenin, kendi sorumluluğunu alma yetisinin gelişimine katkıda bulunurken takım idmanları paylaşmayı, yardımlaşmayı, takım halinde hareket ederken bireysel hırsların takımın önüne geçmesini kontrol etmeyi geliştirir. İdman yapan bir çocuk zamanını doğru kullanmayı öğrenir, bu okul başarısı da beraberinde getirir.
Düzenli fiziksel aktivite ile çocuğun kuvvet ve dayanıklılığı artar, kemik gelişimi olumlu yönde etkilenir, kilo kontrolü sağlanır. İdman ile hareketsizlik ve aşırı kilo sonucunda erişkin dönemde gelişebilecek kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı ve diğer sağlık problemlerinin gelişimi önlenir.
Hangi yaşta hangi egzersiz yapılmalı derseniz?
Öncelikle yüzme diyoruz. Çocuklarda 3 yaşında başlayan yüzme eğitimi, iskelet yapısının gelişiminden iştahına kadar her yönde olumlu katkı sağlıyor… dünyada yüzmeye başlama yaşı 3 Ülkemizde ise buna pek uyulmuyor. Avrupa ülkelerinde çocuklar doğumundan itibaren suyla tanıştırılıyor ve yaz-kış ayrımı yapılmadan yüzdürülüyor.
"Ülkemizde yüzme eğitimine genelde 6 yaşında başlanıyor. Biz daha erken yaşlarda başlamasını öneriyoruz. Çocuklarda 3 yaşında başlayan yüzme eğitimi, iskelet yapısının gelişiminden iştahına kadar olumlu katkı sağlar. Yüzme sırasında beyine daha çok oksijen gittiğinden tüm kaslar çalışır ve belirli efor kaybedilir. Aynı anda tüm kaslar çalıştığı için vücut gelişimine olumlu katkı sağlar.
5 ila 7 yaş arasındaki çocukları kapsayan erken çocukluk döneminde, düzenli egzersizden çok koşma, atlama, zıplama, yüzme gibi bütün vücut hareketlerini içine alan, büyük kas gruplarını çalıştıran aktivitelerin tercih edilmesi gerekir. Yaratıcılığı ve araştırmayı geliştirici oyunlar, basit figürler içeren dans ve folklör aktiviteleri de desteklenmelidir. Bu yaş grubunda çocuk daha çok bireyseldir, bundan dolayı bireysel aktiviteleri de desteklemek gerekir.
8-9 yaş civarındaki çocukları kapsayan orta çocukluk döneminde ise bu aktivitelere ek olarak bisiklet, takım idmanları, temel idman hareketlerinin öğrenilmesine yönelik aktivitelere, kompleks figürler içeren dans ve folklör aktivitelerine başlanabilir. Bu yaş döneminde grup aktivitelerine ağırlık verilebilir. Takımca mücadele, liderlik, kişisel disiplinin gelişimi açısından önem taşır. Her çocuğa liderlik şansı verilmesi gerekir.
On yaşından sonra yarışma tarzı bireysel ve takım sporlarına, grup aktivitelerine ağırlık verilmesi önerilir. Kişisel ve takım sporlarında yarışma tarzı organizasyonlara başlanabilir.
Spesifik spor dallarına ait çalışmalar için uygun yaşlar ise; jimnastik, futbol, basketbol, voleybol, atletizm, tenis, kayak için 9-11 yaş, güreş için12 yaş, bisiklet için 14 yaş, halter için 15-16 yaş.
Elbette bu başarıda siz değerli anne babalara da görev düşüyor.
Mesela onlara idman yaparak örnek olabilirsiniz,
Okulda veya dışarıda ailece aktivite programlarına katılabilirsiniz,
Onları cesaretlendirip, yönlendirebilirsiniz ama baskıcı olmadan,
Yapıcı eleştirilerle çocuğunuzu destekleyebilirsiniz.
Bir de hatırlatmak istediğimiz önemli bir konu çocukları bel ağrısından korumamız için yapmamız gerekenler..Biliyorsunuz okul çantalarını sırtlarında taşıyan çocuklarımızın bel ağrıları yanında kemik gelişimini olumsuz etkileyen yönleri de var. Bu olumsuzluklardan korunmak için:
* Ağır çantalarda kalça kayışı kullanılmalı.
* Çanta ölçüleri çocuğa göre çok küçük ya da çok büyük olmamalı.
* Arka kısmı yumuşak, kayışları geniş ve yumuşak çanta kullanılmalı.
* Sırt çantasının her iki kayışı birlikte kullanılmalı ve belin 5 cm yukarısında duracak şekilde sağlam bir biçimde tespit edilerek ayarlanmalıdır.
* Sırt adelelerini geliştirici egzersizlerin yapılmasını sağlanmalıdır.
* Doğru kaldırma tekniğini yani ağır çantaların dizden eğilerek kaldırılması gerektiğini öğretilmelidir.
* Sırt çantasını derli toplu, cep ve fermuarları kapalı bir biçimde saklayıp taşınmasını sağlanmalı.
* Tekerlekli sırt çantaları tercih edilmeli.
Çocukları yaşama hazırlanırken gördükleri ve örnek aldıkları ilk modeller siz değerli anne ve babalarısınız . Unutmayın eğer anne-babalar sağlıklı idman ile iç içe bir yaşam tarzını benimser ve bunu ailece yapılan bir sosyal aktivite haline getirebilirseniz, çocuklar da bu alışkanlığı erişkin yaşantısına ve kendi çocuklarına aktarabilirler.