Milis Yüzbaşı İlyas Sami Kalkavanoğlu

Milli Mücadele Hatıralarım, adlı eserinde bize bilgi veren İlyas Sami Kalkavanoğlu, Milli Mücadeleye nasıl katıldığını ve neler yaptığını anlatmaktadır.
Ben o sırada Marputçularda AbudEfendi hanında 30-31 numaralı yazıhanede Bayburtlu Tayyar Ağazade Necip Beyle birlikte fındık ticareti ile meşgüldum. Ancak mütareke ve arkasından İstanbul’un namertçe işgali, bütün vatansever memleket evlâtları gibi bizi de çileden çıkarmış, ticaret, kâr düşünemeyecek bir halde derin bir ıstırap içinde kıvranırken bir sabah Yunanlılarında İzmir’i işgal ettikleri haberi bir bomba gibi beynimizde patladı.
Sahibi bulunduğu Kırım Vapurunu kurulan teşkilatın emrine veren İlyas Sami Kalkavanoğlu; silah ve cephanenin Anadolu’ya şevki için de bir teşkilat gerektiğini düşünerek Karadenizli motor ve takacılarla temas kurar. İtilâf Devletleri kontrol heyeti tercümanı ile de anlaşan İlyas Sami Bey böylece Anadolu’nun yolunu açar. Silah temini için yapılan çalışmalarda Harbiye Nezareti İtfaiye Yüzbaşısı Halit Bey; Bende istediğiniz kadar silah var. Nezaret depoları silah dolu, hepsi hazır. Müjdesini verdi.
Kendi de üniformasını çıkarıp, basit bir nefer elbisesi giyerek kolları sıvadı. Halit Bey tedarik ettiği askeri arabaları bizzat kendi sürüyor, depolardan silah yüklüyor ve Unkapanı köprüsü altında bekleyen motorlara teslim ediliyordu. Ayrıca Bahriye nezaretinin depolarındaki silahlarda aynı şekilde boşaltılarak Anadolu’ya gönderiliyordu.
Anadolu’ya silah ve cephane nakliyesi devam ederken İlyas Sami Bey 150 kişilik gönüllü grubuyla Ankara’ya gider. İzmit-Avadan yaylasındaki cepheye yerleşir. Süvari Bölük Komutanı olarak İzmit ve çevresindeki ayaklanmaları bastıran İlyas Sami Bey Yunanlılara karşı başarılı bir mücadele verir. Sakarya ve Büyük Taarruzda İzmit ve Afyon bölgesinde savaşırlar. Yedek kuvvetlerinin başında ise İpsiz Recep vardır.
01.12.1922 tarihinde 420 kişilik Seyyar Süvari Bölüğü, Geyve’nin Akhisar bucağındaki Erzurumlu Yarbay Tahsin Beyin birliğine katdır. Zafer kazanılmıştır. îlyas Sami Kalkavanoğlu yeniden dünyaya gelmiş gibiydik, diyor.