Likapa (Yaban Mersini) Nedir? Faydaları ve Özellikleri
Yaban Mersini (vaccinum myrtillus) ılıman iklimlere adapte olmuş bir üzümsü meyve türüdür. Anavatanı kuzey yarım kürenin serin ve dağlık bölgelerinde yetişen bircok türü vardır.
Genel olarak kuzey Avrupa, Amerika’daki Rocky dağları ve ülkemizde, Doğu Karadeniz bölgesinin rakımca yüksek olan fundalık ve ormanlık bölgelerinde yabani formda değişik tipleri bulunmaktadır.
Rize’de Likapa,Trabzon’da Ligarba, Lifos veya Trabzon Üzümü, Rize Pazar ilçesinde Kaskanaka, Rize Ardeşen İlçesinde Çera (Çela), Artvin’de Morsivit veya Mahabak, Giresun’da Çalı Çiçeği, diğer bölgelerde ise Ayı Üzümü, Çay Üzümü veya Çoban Üzümü olarak isimlendirilen ve literatürümüze Yaban Mersini olarak giren bu üzümsü meyve puslu veya parlak mavi rengi ile MAVİ ALTIN (blue gold) olarak nitelendirilmektedir.
İngilizcesi Blueberry olarak bilinen yaban mersini Sağlık meyvesi olarak tanınmaktadır. Yaban Mersini özellikle 1906 yılındaAmerika’da başlatılan ıslah çalışmaları sonucu doğadaki yabani formlarına göre kültüre alınan çeşitlerin, özellikleri (meyve iriliği, tadı,olgunluğu v.s) daha üstün niteliklere sahip olduğu görülmüştür.
1879 tarihli Osmanlıca bir belgede, Rize’deki ormanlarda, kırlarda ve halkın bazılarının bahçelerinde bol miktarda keşfedilen bir tür çay ağacından bahsedilmektedir. Bu belgeye göre yöre halkı bu bitkiyi, emek ve akça sarfederek terbiye edip yapraklarını kilosu on mecidiye karşılığında satmaktadır.
O zamanın hükümeti tarafından gümrük vergisi alınan bu çaya benzeyen bitkiden, ayrıca orman vergisi de alınmak istenmektedir. Rusya Hükümeti bu bitkiden vergi namına bir şey almadığından bu çayların kaçak olarak yurt dışına çıkacağından endişe duyulmaktadır.
Trabzon valiliğinin yazısı üzerine Osmanlı Hükümeti bu bitkiden örnekler istiyor. Orman Bakanlığı’nın da kontrolünde olmak şartıyla bunun yararlı olup olmadığı araştırılıp ondan sonra tarımının yapılmasına ve yaygınlaştırılmasına teşebbüs edilmesi tavsiye olunmuştur.
Likapa (Yaban Mersini Fotoğrafları)
Halen yeni çalışmalar Karadeniz Bölgesi’nde farklı rakımlara adaptasyonu ve mevcut çeşitlerin çoğaltılma imkanlarına yönelik çalışmalar tüm hızı ile devam etmekte ve bu çalışmalar TUBİTAK ile DPT tarafından desteklenmektedir.
19 Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Hüseyin Çelik şöyle diyor:
“Karadeniz, tarımsal açıdan mükemmel imkânlar sağlayabilecek potansiyele sahip. Yeni ürün çeşitleri önermeliyiz. Ben, bir akademisyen ve Karadeniz âşığı olarak, 1996 yılından bu yana yeni meyve türlerini tanıtmaya ve geliştirmeye çalışıyorum.”
Dr. Hüseyin Çelik, önce Karadeniz′in ünlü kokulu kara üzümü ile ilgilenmiş. Örnekler toplamak için köylerde dolaşırken Rize, İkizdere Şimşirli köyünde, Köy Enstitülü emekli öğretmen Osman Yıldız ile tanışmış. Dr. Çelik anlatıyor:
“Osman Yıldız, yurtdışından getirdiği likapa fidanlarını yetiştirmek için uğraşıyormuş. Rize′de Likapa, Trabzon′da Ligarba, Rize Pazar′da Kaskanaka, Ardeşen′de Çera olarak isimlendirilen ve yabani meyveleri beğenilerek tüketilen likapa, yurtdışında ′blueberry′ adıyla çok yüksek fiyatla satılır. Bizde ise ticari olarak yetiştirilmiyor.
İkizdereli Osman Yıldız, yurtdışında çok yüksek fiyatla satılan blueberry meyvesini görünce “Yahu bu bizim likapaya benziyor” diyerek fidanlarını getirip köyüne dikmiş. Osman Yıldız ve oğlu Osman Nuri Yıldız, 2.5 dönüm bahçesini bize verdi. Şimdi, burada likapa yetiştirme çalışmaları yapıyoruz. Projeyi DPT ve TÜBİTAK destekliyor.”
Dr. Hüseyin Çelik, üzümsü meyveler denen meyve grubunda uzman. Bektaşi üzümü, frenk üzümü, kokulu kara üzüm, ahududu, böğürtlen gibi meyvelerin oluşturduğu bu grup, tüm dünyada büyük miktarlarda yetiştiriliyor ve tüketiliyor. Ancak her nedense ülkemizde yetiştirilmiyorlar. Dr. Çelik, bu grubun bir üyesi olan likapa hakkında şunları söylüyor:
“Geçen yıl deneme bahçesinde yetiştirdiğimiz 500 kilo likapa, Rizeli Üçel firması tarafından reçel olarak işlendi ve çok beğenildi.
ABD′den ithal edilerek İstanbul′daki marketlerde satılan likapa meyvesinin 250 gramı 5 milyon liradan alıcı buluyor. Asitli topraklarda yetişen likapa için özellikle Rize ve Trabzon tam biçilmiş kaftan. Dünyadaki lüks ve pahalı meyvelerden biri olan likapa, ülkemizde de layık olduğu yeri çok yakında alacak. Rize Milletvekili İlyas Çakır′ın da desteklediği projemizle belki de 4 – 5 yıl sonra dünyaya likapa satar duruma geleceğiz.
Ortalama olarak bir dönüm fındık bahçesinden 300 milyon lira, çay bahçesinden 675 milyon lira, böğürtlen – ahududu bahçesinden 3 milyar lira gelir elde edilebilirken, 2003 yılında 1 kg. yaban mersini 4 milyon liraya satıldı. Bir dönüm likapa bahçesinden 2 bin 500 kilo meyve alınır. Dolayısıyla elde edilen gelir 8 milyar liradan fazladır.”
Üçel Gıda Temsilcisi Harun ŞİMŞEK ise sektör olarak likapa bitkisine çok önem verdiklerini, likapanın reçel yapımında, pastacılıkta,çay, şarap,ilaç ve bir çok alanda kullanılmakla beraber üretimin yetersiz kaldığını kendilerinin sektör olarak şu anda 5 ton olan ürün kapasitesinin 50.000 tona çıkarılması durumunda dahi bu ürünü almaya hazır olduklarını, üretimin arttırılması durumunda likapada ihracat yolunun açılacağına ve bu konuda Avrupa’da söz sahibi olacağımızı belirtmiştir
Yaban Mersini (vaccinum myrtillus) ılıman iklimlere adapte olmuş bir üzümsü meyve türüdür. Anavatanı kuzey yarım kürenin serin ve dağlık bölgelerinde yetişen bircok türü vardır.
Genel olarak kuzey Avrupa, Amerika’daki Rocky dağları ve ülkemizde, Doğu Karadeniz bölgesinin rakımca yüksek olan fundalık ve ormanlık bölgelerinde yabani formda değişik tipleri bulunmaktadır.
Rize’de Likapa,Trabzon’da Ligarba, Lifos veya Trabzon Üzümü, Rize Pazar ilçesinde Kaskanaka, Rize Ardeşen İlçesinde Çera (Çela), Artvin’de Morsivit veya Mahabak, Giresun’da Çalı Çiçeği, diğer bölgelerde ise Ayı Üzümü, Çay Üzümü veya Çoban Üzümü olarak isimlendirilen ve literatürümüze Yaban Mersini olarak giren bu üzümsü meyve puslu veya parlak mavi rengi ile MAVİ ALTIN (blue gold) olarak nitelendirilmektedir.
İngilizcesi Blueberry olarak bilinen yaban mersini Sağlık meyvesi olarak tanınmaktadır. Yaban Mersini özellikle 1906 yılındaAmerika’da başlatılan ıslah çalışmaları sonucu doğadaki yabani formlarına göre kültüre alınan çeşitlerin, özellikleri (meyve iriliği, tadı,olgunluğu v.s) daha üstün niteliklere sahip olduğu görülmüştür.
1879 tarihli Osmanlıca bir belgede, Rize’deki ormanlarda, kırlarda ve halkın bazılarının bahçelerinde bol miktarda keşfedilen bir tür çay ağacından bahsedilmektedir. Bu belgeye göre yöre halkı bu bitkiyi, emek ve akça sarfederek terbiye edip yapraklarını kilosu on mecidiye karşılığında satmaktadır.
O zamanın hükümeti tarafından gümrük vergisi alınan bu çaya benzeyen bitkiden, ayrıca orman vergisi de alınmak istenmektedir. Rusya Hükümeti bu bitkiden vergi namına bir şey almadığından bu çayların kaçak olarak yurt dışına çıkacağından endişe duyulmaktadır.
Trabzon valiliğinin yazısı üzerine Osmanlı Hükümeti bu bitkiden örnekler istiyor. Orman Bakanlığı’nın da kontrolünde olmak şartıyla bunun yararlı olup olmadığı araştırılıp ondan sonra tarımının yapılmasına ve yaygınlaştırılmasına teşebbüs edilmesi tavsiye olunmuştur.
Halen yeni çalışmalar Karadeniz Bölgesi’nde farklı rakımlara adaptasyonu ve mevcut çeşitlerin çoğaltılma imkanlarına yönelik çalışmalar tüm hızı ile devam etmekte ve bu çalışmalar TUBİTAK ile DPT tarafından desteklenmektedir.
19 Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Hüseyin Çelik şöyle diyor:
“Karadeniz, tarımsal açıdan mükemmel imkânlar sağlayabilecek potansiyele sahip. Yeni ürün çeşitleri önermeliyiz. Ben, bir akademisyen ve Karadeniz âşığı olarak, 1996 yılından bu yana yeni meyve türlerini tanıtmaya ve geliştirmeye çalışıyorum.”
Dr. Hüseyin Çelik, önce Karadeniz′in ünlü kokulu kara üzümü ile ilgilenmiş. Örnekler toplamak için köylerde dolaşırken Rize, İkizdere Şimşirli köyünde, Köy Enstitülü emekli öğretmen Osman Yıldız ile tanışmış. Dr. Çelik anlatıyor:
“Osman Yıldız, yurtdışından getirdiği likapa fidanlarını yetiştirmek için uğraşıyormuş. Rize′de Likapa, Trabzon′da Ligarba, Rize Pazar′da Kaskanaka, Ardeşen′de Çera olarak isimlendirilen ve yabani meyveleri beğenilerek tüketilen likapa, yurtdışında ′blueberry′ adıyla çok yüksek fiyatla satılır.
Bizde ise ticari olarak yetiştirilmiyor. İkizdereli Osman Yıldız, yurtdışında çok yüksek fiyatla satılan blueberry meyvesini görünce “Yahu bu bizim likapaya benziyor” diyerek fidanlarını getirip köyüne dikmiş. Osman Yıldız ve oğlu Osman Nuri Yıldız, 2.5 dönüm bahçesini bize verdi. Şimdi, burada likapa yetiştirme çalışmaları yapıyoruz. Projeyi DPT ve TÜBİTAK destekliyor.”
Dr. Hüseyin Çelik, üzümsü meyveler denen meyve grubunda uzman. Bektaşi üzümü, frenk üzümü, kokulu kara üzüm, ahududu, böğürtlen gibi meyvelerin oluşturduğu bu grup, tüm dünyada büyük miktarlarda yetiştiriliyor ve tüketiliyor. Ancak her nedense ülkemizde yetiştirilmiyorlar. Dr. Çelik, bu grubun bir üyesi olan likapa hakkında şunları söylüyor:
“Geçen yıl deneme bahçesinde yetiştirdiğimiz 500 kilo likapa, Rizeli Üçel firması tarafından reçel olarak işlendi ve çok beğenildi. ABD′den ithal edilerek İstanbul′daki marketlerde satılan likapa meyvesinin 250 gramı 5 milyon liradan alıcı buluyor.
Asitli topraklarda yetişen likapa için özellikle Rize ve Trabzon tam biçilmiş kaftan. Dünyadaki lüks ve pahalı meyvelerden biri olan likapa, ülkemizde de layık olduğu yeri çok yakında alacak. Rize Milletvekili İlyas Çakır′ın da desteklediği projemizle belki de 4 – 5 yıl sonra dünyaya likapa satar duruma geleceğiz.
Ortalama olarak bir dönüm fındık bahçesinden 300 milyon lira, çay bahçesinden 675 milyon lira, böğürtlen – ahududu bahçesinden 3 milyar lira gelir elde edilebilirken, 2003 yılında 1 kg. yaban mersini 4 milyon liraya satıldı. Bir dönüm likapa bahçesinden 2 bin 500 kilo meyve alınır. Dolayısıyla elde edilen gelir 8 milyar liradan fazladır.”
Üçel Gıda Temsilcisi Harun ŞİMŞEK ise sektör olarak likapa bitkisine çok önem verdiklerini, likapanın reçel yapımında, pastacılıkta,çay, şarap,ilaç ve bir çok alanda kullanılmakla beraber üretimin yetersiz kaldığını kendilerinin sektör olarak şu anda 5 ton olan ürün kapasitesinin 50.000 tona çıkarılması durumunda dahi bu ürünü almaya hazır olduklarını, üretimin arttırılması durumunda likapada ihracat yolunun açılacağına ve bu konuda Avrupa’da söz sahibi olacağımızı belirtmiştir
Besin Değeri ve Sağlık Açısından Önemi
Bir bardak likapa meyvesi 145 gram gelmektedir ve 21 gr karbonhidrat, 1 gr protein, 0.5gr yağ, 19mg C vitamini, 145 IU A vitamini 85 kalori içerir.
100 gram yenilebilir yaban mersininin
- %83’ü su, %0,7′, si protein, %0,5’i yağ, %15’i karbonhidrat, %1,5’uğu lifdir.
- 62 kalori sağlar.
- Adet kanamalarını düzenleyen bir meyve olarak tavsiye edilmiştir.
- Ağız, deri ve üriner sistem enfeksiyonları
- Anti kanserojen ve antioksidant (damarlarda yağ birikimini engelleme) özelliğine sahiptir
- Aşırı kanamayı durdurma
- Bağırsak metabolizmasını düzenler
Damar hastalıkları
Rn güvenilir kullanım alanlarından birisi de damar hastalıklarıdır. Bu hastalıklara kılcal damar çatlamasıda dahildir. Zayıf kılcal damarlar çatlayabilir. Bu durum ise sık sık tekrarlanan bere, morluk, çürük ve eziklere neden olur.
Zayıf kılcal damarlar ise zayıf kan dolaşımını ve bağ dokusunu akla getirir ki bu durum artrit yada mafsal iltihabı gibi rahatsızlıklarla yakından ilgilidir.
Yabanmersini meyvelerinde bulunan antosiyanidin kılcal damarları, serbest radikal saldırısından koruyarak onların kuvvetlenmesine hizmet ederken aynı zamanda sağlıklı bağ dokusu ve yeni kılcal damar oluşumuna da katkıda bulunur. Yabanmersini meyve ekstresi, damar sertliği için bir risk faktörü olan parçalanmış kan hücrelerinin atardamar çeperlerine yapışmasını da azaltmaktadır. Bunun yanında, Damar sertliği riskini de azaltır.
Gece körlüğünü ortadan kaldırır
2. Dünya savaşı sırasında İngiliz Hava Kuvvetleri pilotlarının doktorların önerisiyle bol miktarda yaban mersini reçeli yiyerek gece uçuşlarına çıktıklarını ve yorgun gözlerini dinlendirdiklerini kayıtlardan biliyoruz. Pilotlar, yabanmersini reçeli yedikten sonra gece uçuşlarına çıktıklarında gece görüşlerinde bir düzelme ve iyileşme hissettiklerini sık sık rapor ediyorlardı.
- Avrupa ve Amerika’da yabanmersini preparatları gece körlüğü ve diyabetik retinopati ve zayıf kan dolaşımını artırmak için kullanılmaktadır. Almanya’da ise ayrıca, ishal durdurucu olarak da kullanılmaktadır.
- Göz yorgunluğunu giderir, miyopluk ve şeker hastalığınından kaynaklanan görme bozukluklarını engeller
- Gut ve Romatizma
- HIV virüsünün tekrarlanmasını azaltır.
- İshal durdurucu; yaprak ve kuru meyvelerinden yapılan çay
- Kan şekeri ve kolestrolü düşürür
- Kansere karşı vücudu koruyan enzimleri çalıştırır
- Kalp krizi riskini azaltır. Damar sertliği oluşumunu engeller
- Sağlıklı bağ dokusu ve yeni kılcal damar oluşumuna yardımcı olur.
- Taze olarak yenildiğinde kanı temizler
- Varis ve basuru iyileştirir
- Yaprak ve kuru meyvelerinden yapılan çay ishal giderici olarak kullanılır
- Zayıf kan dolaşımını artırmak
Likapa Şeker Hastalarına Çare Oluyor (Video)