İpsiz Recep

Rize Nüfus müdürlüğünden 21 Temmuz 1926′ da Adapazarı Nüfus Müdürlüğüne gönderilen ve İpsiz Recep’e verilen
Nüfus Cüzdanına göre;
- Adı: Abdullah Emirali Oğullarından Recep
- Doğum Yeri/Tarihi: Rize 1278/1862
- BabaAdı: Hüseyin
- Ana Adı: Cemile
- Tabiiyeti: TC
- Dini: İslâm
- Sanatı: Çiftçi
Nüfusa Kayıtlı Olduğu Yer
- Vilâyeti: Rize
- Kazası: Rize
- Mahallesi: Portakallık
- Hane No: 51/1
- CiltNo:9
- Sayfa: 62
Recep’in ölüm tarihi 11.06.1928 dir. Annesi Cemile Hanım Çayeli Perkam (Demirhisar) köyünden Keçeliler ailesinden olup bura doğumludur. Cemile hanımın babası Osman, annesi Havva’dır.
Nüfus kayıtlarına göre İpsiz Recep’in erkek ve kız kardeşi ile çocuğu yoktur. Ancak Abdullah isimli bir erkek kardeşiyle Şuşuka ve Fatma isimli iki kız kardeşinin nüfusa kayıtlı olmadığı görülmektedir. Recep iki yada dört kez evlenmiş ama çocuğu olmamıştır.
İpsiz Recep’in ailesinin Kırım’dan Adacami Köyüne oradan da Portakallık mahallesine geldiği söylenmektedir. Recep’in babası Batum’da bankerlik yaparken tütün ticareti ile de uğraşıyordu. 10-20 tonluk motoru ile Batum” yolcu ve yük taşırdı. Babasıyla birlikte aynı işlerle uğraşan Recep, Batum, Sohum ve Acara da tütün alımı ve ihracatına başladı.
Kışın tütün üreticisine kredi açan Recep, yazın tütünü alıp satardı. 1905 yılında Osmanlı Hükümdarı 2. Abdülhamit’e Yıldız suikastinin yapılması Recep’inde Batum ve Kafkasya’daki ticari hayatının dönüm noktası olur. Çünkü bu suikast olayıyla Recep’in Batum ve Kafkasya Ermenileriyle arası açılmıştır. Suikastı duyan İpsiz Ermenilere sövüp sayar. Onlarda Recep’in tütün parasını vermezler. Recep iflas eder.
Yelkenli gemisiyle Rize-Batum arasında yük ve yolcu taşır. Batum’dan Rize’ye gaz, tuz,mısır ve şeker getirirdi. Rize’nin işgali sırasında Taşlıdere’deki çarpışmalara katıldı.
İşgal sırasında da halkın zarar görmesini önlemeye yönelik çalışmalarda bulundu. Rusların Rize’den çekilmesi sırasında da Rus ve Ermenilerin sivil halka zarar vermesini engelledi. Çekilme sırasında Rumlar;Besim Öksüz, Zihni Atan ve Mustafa Durmuş’u vurmaları üzerine, Recep’te üç Rum çeteciyi urdu.
Ruslar at arabalarına doldurdukları silah, cephane ve ganimetlerle birlikte Rusya istikametinde çekilirken Rus konvoyuna saldırılar olmaktadır. Arabalardaki bazı silah ve ganimetler geri alınır. Geri al man bu ganimetler içinde bazı değerli ev eşyaları ile birlikte bir de kadına rastlanır. Ruslarla birlikte kendi rızasıyla gitmek isteyen bu kadın arabadan indirilir.
Geriye döndürülür. Ruslar çekilirken ellerinde bulunan silah ve cephaneyi Rum ve Ermenilere dağıtırlar. Doğu Karadeniz’de faaliyet gösteren bu çeteler Rus işgali sonrası faaliyetlerini artırırlar.
Türkleri göçe zorlayan çeteler,bunlardan boşalan yerlere Yunanistan ve Kafkasya’dan getirdiği Rum ve Ermeni göçmenleri yerleştiriyordu. Nüfus yapısını kendi lehlerine değiştirmek suretiyle Türk nüfusunu azınlığa düşürmeyi planlamaktaydılar.
Her ne kadar Rize ve çevresinde bir Türk katliamını yapabilecek sayıda Rum ve Ermeni yoksa da Trabzon,Erzurum ve Kars’ta yapılanlar bölge halkını tedirgin etmeye yetiyordu. Trabzon’a gemiler sürekli olarak Yunanistan’dan göçmen taşırken, Kafkas Rum ve Ermenilerinin göçü de bir türlü bitmek bilmiyordu. Bu durum bölgemiz halkının kendini savunma tedbirlerini almaya başlamasına yol açar.
Eli silah tutanlar bir araya gelerek örgütlenirler. Böylece Rum ve Ermeni çetelerine karşı ilk Kuvayı Milliye çeteleri böyle bir zorunluluktan ortaya çıkar. Bu gönüllü Kuvayı Milliye grupları içinde bölgesel bir güç oluşturan ise İpsiz Recep Reis’ti. Halk arasında İpsiz Recep Çetesi olarak adlandırılan bu kahraman ve fedakâr insanlar, hem bölgemiz insanını bir soykırımdan kurtardı, hem de ebedi bir Türk yurdu olan bölgemizi.
a)İpsiz Recep Çetesi
Çetenin Rize’nin İslâmpaşa mahallesinde 1916 yılının ilk aylarında kurulduğunu söyleyebiliriz. Çünkü aynı yıllarda da Rus işgali başlamış bulunuyordu. 18-20 yaşlarındaki gençlerden meydana gelen bu çetenin çekirdeğini İpsiz Recep’le birlikte Zekeriya Tiryaki, Bayram Ali Çekmiş ve Hasan Çekmiş oluşturuyordu.
Çetenin tespit edebildiğimiz üyeleri şunlardır.
- Kansız Ali-Güneysu
- Kör Ali (Fırtına Ali)
- Mahmut-Güneysu
- Bayram Ali Çekmiş
- Ali Kandemir-Veliköy
- Ekşioğlu Murat
- Ali Taşkıran-Veliköy
- Ekşioğlu İbrahim
- Emrullah Alkan-Aktaş Köyü
- Ekşioğlu Mehmet
- Mahmut Taşkıran-Veliköy
- Kamburoğlu Şevki
- İbrahim Okutur-Veliköy
- Velioğlu Kara Mustafa
- Mehmet Taşkıran-Veliköy
- Çiftekavaklı Ferhat
- Yusuf Kopuz-Veliköy
- Tuzcuoğlu Halit Ağa
- Kıro Osman-Veliköy
- Hafız Muharrem Keçeli-Perkam
- Mehmet Kopuz-Veliköy
- Zekeriya Yıldınm-Veliköy
- Mesut Yıldırım-Veliköy
- Zekeriya Tiryaki
- Kara Emin
- Hasan Çekmiş
- Mehmet Altıkanoğlu
- Besim Öksüz
- İlyas Altıkanoğlu
- Hordoşoğlu Mustafa
- Osman Altıkanoğlu
- Şerif (Kaçıran)
- Osman Kurtuluş
- Mustafa (Uzun)
- Sürmeneli Salih Çavuş
- Kaçkın’m İbrahim
- Mustafa Kurtuluş
- Mecid Dayı
İpsiz Recep çetesi düzenli ordu kurulunca yine İpsiz’in komutasında 8 Mayıs 1921 ‘de 41. Alayın 3. Taburu olarak orduya katılır. Önce Rize ve çevresinde faaliyet gösteren İpsiz Recep Çetesi daha sonra Trabzon ve Giresun’a doğru kaydı. Çünkü Rum ve Ermeni çetelerinin bu bölgede yoğun bir çalışması vardı.
Trabzon Metropoliti Hrisantos öncülüğünde teşkilatlanan ve sürekli olarak işgal kuvvetlerinden destek gören bu çetelere karşı İpsiz Recep mücadele verdi. Nitekim Giresun’lu Topal Osman Ağa kuvvetlerine katılan İpsiz Recep bu bölgede 1920 yılı ortalarına kadar kaldığını söylenmektedir. İpsiz Recep denizde de Rum ve Ennenileri takip ediyordu. Batum-Rize-Trabzon hattında yelkenlisiyle faaliyet gösterirken Rum ve Ermenilere ait teknelerle de savaşıyordu,
b) İpsiz Recep İstanbul’da
Kuvayı milliye ruhu, vatan ve millet sevgisi ipsiz Recep’i işgal altındaki Osmanlının Başkenti İstanbul’a doğru sürükler. İstanbul’un kayıkçıları, mavnacıları ve takacılarının hepsi Karadenizlidir. Çoğunluğu da Rize’li.
1918 yılı sonları itibariyle İstanbul’da bulunan İpsiz Recep,Boğaz’da bulunan kayıklarıyla taşımacılık yapıyordu. Yük, yolcu, eşya, sebze, meyva. Boğaz’da Arnavutköy, Büyükdere, Sarıyer bölgelerinde Rum ve Ermeni çeteleri Türk halkına karşı başlattığı öldürme ve soygun hareketlerini duyan İpsiz Recep ve arkadaşları harekete geçerler.
Kalkandere ilçesinden Kamburoğlu Şevki, Velioğlu Kara Mustafa, Çolakoğlu Hüseyin isimli Rizelilerle birlikte bir çete kurarlar. Amaç işgal kuvvetleri ve onların yerli işbirlikçilerinin Türk halkına zarar vermesini önlemektir. Sultan Çayırına yanaşmış bulunan bir İngiliz gemisi hedef seçilir. Gemiye saldıran İpsiz Recep ve arkadaşları Amirali öldürüp birkaç İngiliz’i de esir alırlar. İngiliz’leri de civardaki bir köprünün üstünde vurarak aşağı atarlar.
Yine İngiliz donanmasından aldıkları malları yoksulluk çeken Alemdağ, Sırapmar, Reşadiye ve Hüseyinli Köyü halkına dağıtırlar. Artık 1918 yılından itibaren İstanbul’un her karış toprağında Kuvayi Milliyecilerle, işgalciler ve onların yerli işbirlikçileri arasında müthiş bir mücadele başlar. Gündüz İstanbul’un ana caddeleri işgalcilerin, varoşlar ve kırsal ise Kuvayi Milliyecilerin kontrölündedir. Gece ise tüm İstanbul Kuvayi Milliyecilerden sorulur.
Recep, İstanbul sokaklarında gündüz silahsız dolaşmaktadır. Bir gün yanına bir kişi sokulur ve sorar. _Kaç tane adamın var.
Soruyu soran bir Kuvayi Milliyeci Binbaşıdır. Binbaşı kendisine silah temin eder ve Rum çetelerim temizleme görevi verir. Bu çetelerin en azılısı Rum Andon çetesidir. 30’a yakın adamıyla birlikte haraç toplayıp, soygunlar yapan Andon , Türklere kan kusturmaktadır. Adamlarıyla birlikte akşamlan bir lokantada içki içtiğini tespit eden İpsiz, bu lokantaya bulaşıkçı olarak girer.
Adamlarını da dışarda pusuda bekletir. Nihayet beklenen av gelir. Plana göre Andon’un masasına yemek tepsisini götüren İpsiz Recep, kuşağının içinden tabancayı çekerek Andon’u vurur.
Andon’un tüfeğini kapan Recep’le Andon’un çetesi arasında lokanta içinde başlayan çatışma dışarda devam eder. Lokantayı saran İpsiz’in arkadaşları 28 çete mensubunu öldürüp, ikisini yaralarlar. Hastanede de bu yaralıların ölmesiyle Andon çetesi temizlenmiş olur.
Andon’un öldürüldüğünü duyan İngilizler, İstanbul Hükümetine baskı yaparak İpsiz’in cezalandırılmasını isterler. Kefken Adasında bulunan Recep ve çetesiyle İstanbul Hükümetinin Jandarmaları arasında çatışma olur. Ancak Recep’i alamazlar.
İstanbul Hükümeti emrine girmesi için yapılan tekliflere Recep: M.Kemal’in yolunda yürüyeceğime yemin ettim diyerek reddetmiştir. 1920 yılı sonlarında İpsiz Recep artık Kefken’i karargâh etmiştir.Kefken-Karasu- Akçakoca arasında faaliyet göstermektedir. Sakarya’nın ağzında Milli Mücadele’nin ihtiyaç olan silah, cephane, erzak ve mühimmat İpsiz’in kontrolünde Ankara’ya ulaştırılmaktadır.
c)İpsiz Recep Kurtuluş Savaşında
Ankara’dan Fevzi Paşanın ve Sakarya’dan İpsiz Recep’in isteği üzerine Rize’den çeteye gönüllü toplanır. Rize’de Mataracı Mehmet Efendi dellâl bağırtır.
_Sakarya’da İpsiz Recep’in çetesine gönüllü yazılacak!
Recep’in çetesine giden affedilecek, herkes silahıyla gelsin
Toplanan 150-200 gönüllünün başlarında Tuzcu Halit Ağa, kardeşi Tuzcu Hüseyin Ağa ve Çayeli Demirhisar köyünden Hafız Muharrem Keçeli vardı. Gönüllüler zamanın usul ve şartlarına göre donatıldılar. Altta Çuha kumaşından şalvar, üstte mintan, başta kukuleta, boyunda tüfek ve kalemlik. Kalemliğin üstünde yara için gazlı bez, tentürdiyot ve peksimet’in konduğu dağarcık.
Motor ve kayıklarla gündüz yatarak gece yol alarak Sakarya’ya varılır. Oradan Karasu’ya geçen gönüllüler İpsiz Recep’e katılırlar. İpsiz Recep’in karargah mevcudu 1500 kişidir. Ancak sürekli olarak karargâhta kalıp savaşan çete sayısı 500-600 ü geçmemektedir. Çete gönüllülerden oluşuyordu.
Zorlama yoktu Yunanlılarla savaşacağım diyen herkes çeteye katılabilirdi. Çetenin ihtiyaçları halk tarafından karşılanırdı. İpsiz Recep çetesinin savaş bölgesi Karasu ve Sakarya kıyılarıdır. Recep Sakarya sahili kumandanıdır. Emrinde nizami askerler ve gönüllüler vardı.
Kandıra Yunan işgali altında idi. Sakarya nehrinin batı yakalında Yunanlılar, doğu yakasında Türkler vardı. Yüzbaşı rütbesinde olan Recep’in askerlerine subaylar ancak haftada bir gün talim yaptırıyordu. Çünkü Recep Çete çeteyle savaşır, çete dam altında yatmaz, çete talim yapmaz diyordu. Sakarya savaşı sırasında köylerde çıkan isyanların bastırılmasında büyük yararlılıkları görüldü. Savaş sırasında bir çok defalar gece baskınları ile Yunan ordusunu basarak silah ve cephanelerini aldı. Recep Reis, Mondros mütarekesinin imzalandığı 11 Ekim 1922 tarihine kadar Karasu’da kaldı. Çete terhis edildi.
Bir kısmı evlenerek Karasu’ya yerleşti. İpsiz Recep ve arkadaşları zaferden sonra Ankara’ya gittiler. Ankara Sakarya kahramanlarını bando ile karşıladı. Otellere yerleştirildi. Lokanta gösterildi. Bilahare M. Kemal kendilerini kabul etti. kabulde M. Kemal kendilerine;
_Evlâtlarım ,sağolun. vatanı kurtardınız dedi.
Recep Reis’de,
_Paşam siz sağolun, dedi.
Okuma ve yazması olanlara görev verildi. Ankara’da iki akşam kalındıktan sonra yine bandoyla uğurlandılar. Samsun’da atlarıyla birlikte gemiye bindiler. Trabzon’da gemiden inerek oradan atla Rize’ye geldiler. Rize’de ve Trabzon’da bandoyla karşılandılar.
Daha sonra Karasu’ya yerleşen Recep’e M. Kemal arazi verdi. Verilen arazinin altı dönümünü kendisine ayıran Recep kalanını halka dağıttı. Karasu’nun kızılcık köyünde 5-6 yıl oturan Recep Reis buradaki evini Altıkanoğlu Mehmet’e bırakarak, Sakarya kıyısındaki Yeni Mahalle’ye yerleşti.
Recep 1928 yılı son aylarında öldü. Ölümünün kanser yada tifo olduğu söylenir. Ölümünde yanında karısı Nadire Gürses vardır. Mezarı Karasu’da Ulucami yanındaki merkez mezarlığındadır.
Mezarında ki orta sütun kitabede şöyle yazmaktadır. “Kurtuluş Savaşı Kahramanlarından Milis Yüzbaşı Recep Reis (İpsiz Recep ). Rize’nin Portakallık Mahallesinden Emirali Oğullarından Hüseyin oğlu. 1862-1928. ”
İpsiz Recep Dizisinden Bir Sahne (Yunanlıların Öldürülmesi)
İpsiz Recep, bu vatanın kıymetli bir evladıdır, ruhu şaad olsun, hakkı ödenemez.
İpsiz Recep vatansever bir halk kahramanıdır.Bu toprakların Türk milletine kazandırılmasında emeği geçmiştir.Türk milleti her devirde yeni kahramanlar yetiştirmiştir. İpsiz Recep’e rahmet diliyorum.Nur içinde yatsın.
İpsiz Recebin arkasındaki Kişi Tahir Mustafa UZUN KENDİSİ DEMEM OLUR SAYGILARIMLA KİMİ YERDE O OLMADIGI İDDA EDİYORLAR AMA BİZ DEDİM O OLDUĞUNA CANİ GÖNÜLDEN VE BENZERLİK ACISINDAN TESBİTİNE KARAR VERMEKTEYİZ RESİMDEKİ KİŞİLERİN İSİMLERİ BELİRLİYSE NEDEN ACIKLANMA YAPILMIYOR