Giresunlu Osman Ağa (Topal Osman) 1884 – 2 Nisan 1923
1884 Yılında Giresun’da doğdu. Feridun Oğullarından Hacı Mehmet Efendi ile Zeynep Hanım’ın oğullandır. Yaşadığı bölge olan Giresun, yoğun bir azınlık nüfusunun bulunduğu yerdir. Rum ve Ermeni azınlık tüm şehir nüfusunun yarısı olmasına karşın kentin ekonomik ve sosyal yapısının tümüne hakimdirler. Askerlikten muaf olmaları dolayısıyla da ticarette bir hayli zenginleşmişlerdir.
Giresun aynı zamanda Rumlarca kurulması düşünülen Pontus devletinin merkezi durumundadır. Türkler, Rumlar ve Ermeniler genellikle iç içe aynı mahalle ve köylerde yaşamaktadırlar. Çok az miktarda olsa da bir kısım Rum ve Ermeniler her türlü şartlar altında Türklerle iyi ilişkiler içerisindedir. Ancak çoğunluk İzmir’in işgalinin ardından kiliselerin tahrik, teşvik ve desteği ile Türklere karşı yoğun bir örgütlenme içerisindedirler. Kiliseler örgütlenme ve silahlanmanın merkezi haline gelmiş, çocuklar ve gençler arasında mahalle aralannda başlayan sokak kavgaları ile geleceğin Giresun’unun nasıl şekilleneceğinin ip uçlarını vermektedir.
“Fakir halka ilâç ve yiyecek” adı altında motorlar ve Yunan savaş gemileriyle sandıklar dolusu silah ve cephaneyi kiliselere doldurmakta ve Rum-Ermeni halkına dağıtmaktadır. İşte Feridun Oğullarından Osman’ın çocukluğu ve gençliği böyle bir ortamda geçiyordu. Henüz 10 yaşlarında iken arkadaşları arasında liderliği, sert ve kararlı tutumlarıyla öne çıkmıştı.
Rum ve Ermeni gençleri tarafından çekinilecek bir konuma gelen Osman, Türk gençleri arasında ise sevgi, saygı ve güven duyulacak bir kişiliğe sahipti. Osman büyüdükçe etrafındaki bu güven ve sevgi halkası da genişledi. Rum ve Ermenilerin şehir ve bölge ekonomisine sahip olmaları ve bununla da yetinmeyerek Türklerin elinden her geçen gün her şeylerini almaya çalışmaları, Osman’da milli bir isyan haline gelmişti.
Yani Türkler her gün fakirleşirken Rum ve Ermeniler her gün daha da zenginleşiyorlardı. Gençliğini böyle alevli bir ortamda geçiren Osman, iyi bir aile terbiyesi almış, gözünü daldan budaktan esirgemeyen dürüst, güvenilir bir insan olmuştu. Vatan ve millet sevgisi ile dolu, ezilmek ve yok edilmek istenen bir milletin ferdi olarak yapacağı şeyleri iyi düşünüp hemen kararını veren ve uygulayan bir irade sahibi olmuştu.
İlk evliliğini Panaz kızı Hatun hanım ile yaptı. Bundan İsmail ve Mustafa adlarında iki oğlu oldu. İkinci eşi Zehra hanımdan çocuğu olmadı. Balkan savaşma gönüllü olarak katılan Osman Ağa, diz kapağına isabet eden bir şarapnel parçasıyla Çatalca hattında yaralandı. Cephede korkusuzca düşmana saldıran Osman Ağa’ nın tedavisi İstanbul’da yapıldı. Hastaneden koltuk değnekleriyle çıkan Osman Ağa, bundan sonra “Topal Osman Ağa” idi.
1 .Dünya savaşında gönüllü taburuyla birlikte Teşkilat-ı Mahsusa Alayına katıldı. Harşit ırmağı boyunda Ruslarla yapılan savaşta (14 Şubat 1916) Rusları yenerek geriye attı. Tirebolu’nun işgali önlendi. Batum’a ilk giren Teşkilat-ı Mahsusa birliklerine gönüllü taburuyla birlikte katıldı. Mondros mütarekesinin imzalanmasıyla birlikte Giresun’a döndü. Rumların Pontusçuluk faaliyetleri çok artmıştı.
Topal Osman Ağa bunun üzerine Giresun’da Müdafaa-i Hukuku Milliye Cemiyetinin şubesini açtı. Pontusçular kendi faaliyetlerine engel gördükleri Osman Ağa’yı tutuklatmak için İstanbul hükümetine baskı yaparlar. Tutuklama karan çıkar. Ancak uygulanamaz. Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışından sonra onun korumasını yapan ilk muhafız birliğini Osman Ağa gönderir. Giresun ve Karadenizli gönüllülerden oluşan 47. ve 42. Alaylan kurar ve komuta eder.
Kars’ta Ermenilere karşı savaştan, Koçkırı Kürt isyanına kadar, cepheden cepheye koşan Osman Ağa, 1921 yılından itibaren artık Sakarya boylannda Yunan ordusuyla vuruşmaktadır. Büyük Taarruzla birlikte İzmir’ e doğru Allahü Ekber sesleri arasında yine en öndedir. Zaferden sonra Ankara’da M.Kemal’in koruma görevini devam ettirmektedir, ancak Ankara toz dumandır.Milli Mücadele sonrası, rejim konusundaki gruplaşmalar iç hesaplaşmalara kadar varır. M. Kemal yeni T ürk devletinin bir iç kargaşaya sürüklenmesi konusunda ciddi endişeleri vardır.
Önce Trabzon milletvekili Ali Şükrü öldürülür. Sorumlu görülen Osman Ağa’ yı almaya giden Meclis Muhafız Alayı, Topal Osman Ağa’nın cesedini getirir. 2 Nisan 1923. Türk devleti ve özellikle Karadeniz Topal Osman Ağa’ ya çok şey borçludur.