Elmas Nedir

ELMAS, Minerallerin en serti olan değerli bir taş. Işığı renklerine ayrıştırabilen saydam bir yapısı vardır. Î.Ö. 3000 yıllarında doğu ülkelerinde bilinmete olan elmas kökenini araştıran pek çok söylenceye konu olmuştur. Eski uluslara göre elmas kırağının ya da köpüğün kristalleşmesi sonucu oluşuyordu.
Batı’da elmas ancak Büyük iskender’in Asya’ya yaptığı seferlerden sonra tanınmıştır. Bugünkü adı Yunanca’da baş eğmez ya da bozulmaz anlamına gelen “adamas” sözcüğünden türemiştir.
Elmas bilinen en sert maddelerdendir. Hiçbir madde, hatta çelik tarafından bile çizilemez. En etkili kimyasal usullerle bile etkilenemez, elektriği iletmez. Fakat elmasın da zayıf bir noktası vardır; ısıyla tamamen bo-zunup buharlaşır. Çok yüksek sıcaklıklarda (800°C’nin üstünde) elmas beklenmedik, şaşırtıcı bir dönüşüme uğrar.
Birkaç saniye içinde yok olur. Geride hiçbir şey, hatta herhangi bir katı maddenin yanmasıyla oluşan kül ya da dışık (maden k-öpüğü) bile kalmaz. Gizemli bir olay gibi görünen bu işlem aslında basit bir kimyasal dönüşmedir. Isı elmasm tümünü, karbon ve oksijen atomlarından oluşan karbondioksit gazına (hayvanların solunumla ürettikleri ve bitkilerin klorofil sentezinde kulandıkları gaz) dönüştürmüştür.
Bu olay elmasm gerçek yapısını ortaya çıkarmış olur. Gerçekten de elmas, kristal halinde birleşmiş karbon atomlarından başka bir şey değildir (oksijen atomları sadece elmasın yanmasında rol oynarlar). Bu gerçeği ilk olarak 1797 yılında ingiliz kimyacısı Smithson Ten-nant sezmiştir.
Elmas, kurşun kalemlerde kullanılan grafitin bileşiminin aynına sahiptir. Bu iki maddenin böylesine farklı görünümlerde oluşunun nedeni, karbon atomlarının farklı dizilişidir. Elmasta karbon atomları zincir şeklinde sıralanmışlardır. Uzayın her üç doğrultusunda sağlam bağlarla birbirlerine bağlanmışlardır.
Oysa grafitin kristal yapısı elmasınkinden çok farklıdır; altıgenlerin bal peteği biçiminde düzenlenmesinden* oluşmuş düzlemlerin üst üste gelmesiyle oluşmuştur. Elmas safken saydam ve renksizdir. Bazen gül rengi, sarı yeşil ve mavi olabilir. Yalnız renksiz ve açık renkli elmas süs eşyası olarak değerlidir.
Karbonado denilen siyah türleri vardır. Elmas çok eski çağlarda, magma tabakalarında bulunan karbonlu maddelerin yüksek basınç ve sıcaklıkla karşılaşmaları sonucunda meydana gelmiştir. Başlıca Güney Afrika, Brezilya ve Hindistan’da bulunur. Özellikle Afrika’daki büyük elmas yatakları (Botswana, Gana, Sierra Leone, Zaire, Namibya) dünya elmas üretiminin üçte ikisini sağlarlar. Elmas ısıyı iyi iletir.
Genişleme katsayısı küçüktür. Hem değerli taş olarak hem de. endüstride kullanılır. Değerli bir taş olarak kullanılmak üzere elmas, en değerli mücevher olan pırlanta haline getirilir. Bu iş için elmasın çok saf olması, yontulma ve perdahlama gibi çok titiz işlemlere sokulması gerekir. Endüstride saf olmayan, düşük kaliteli elmas ya da pırlanta işleminden geri kalan artıklar kullanılır. Elmasın sanayide kullanılmasının nedeni özellikle sertliğidir.
Kayaların kesilmesinde kullanılan testere dişlerinin yapımında, matkap haslarında, cam kesme aletlerinde, pikap iğnelerinde kullanılır. Hızlı dönen ve çok ısınan aletler hep elmastan yapılır. Elmas içinde açılan çok ince delikler yardımıyla, elektrik lambalarında kullanılan çok ince tungsten teleri çekilir. Elmas hercismi çizer, kendisi de ancak gene kendisiyle kesilir ye yontulur.
Elmasın büyüklük ölçüsü kırattır. 1 kırat 200 miligramdır. Çoğu kez laboratuvarlarda yapay elmas eldesi denenmiştir. Bu alandaki ilk basan Amerika’da elde edilmiştir. 1954’de General Electric Şirketi en az 100.000 kg/santimetrekare basınç ve 2050°C’m üstünde bir sıcaklıkta karbon içeren bileşiklerden yapay elmas elde etmiştir. Günümüzde çeşitli işlemlerle elde edilen yapay elmasın özellikleri doğal elmasınkilerin aynıdır. Fakat yapay elmas daha küçüktür, ilk kez 1955’de elde edilen yapay elmasm saflığı da gerçek elmastan daha azdır.