Dokunma Nedir
DOKUNMA, Dokunma deri üzerine yapılan değme, vurma, bastırma, çekme gibi etkileri alan duyudur. Bilindiği gibi insanın beş duyusu vardır.
Bu duyular görme, koku alma, işitme, tat alma ve dokunmadır, ilk dört duyu vücudun belirli bir bölgesine yerleşmiş durumda olup, aynı tür bir algılama sağlarlar. Dokunma duyusuysa çok yaygın bir yerleşim alanına sahip olup, değişik nitelikte algılamalara yol açar.
Uzmanların çok eski yıllardan beri dokunmayı tek bir duyu olarak nitelemelerine karşılık, günümüzde bu görüşe karşı çıkanların sayısı gittikçe artmaktadır. Gerçekten de günlük deneyler acı, basınç, sıcak, soğuk gibi değişik türde duyumların varlığını ayırt etmemizi sağlar.
Öte yandan mikroskopla yapılacak bir inceleme, dokunma duyumunu sağlayan sinir uçlarının ve dokunma noktalarının değişik türde olduklarını ve bunların değişik duyumlar ilettiklerini gösterir. Dokunma noktaları vücudun hemen her noktasına dağılmışlardır.
Derinin üstderi adını alan üst katmanında yalmzca sinir tellerinin . uçları vardır. Altderideyse sinir telleri genellikle, duyum cisimcikleri adını alan ve yapıları çok karmışık olan cisimciklerin içinde bulunurlar. Bir dış uyan, üstderi aracılığıyla yukarıda adı geçen cisimcikleri etkilediğinde, uyan sinirler aracılığıyla derhal merkez sinir sistemine ulaştırılır. Merkez sinir sistemi, bu uyarıyı belirli bir duyum olarak algılar.
Demek oluyor ki insan vücudunu kaplayan deri, duyu organı işlevini, deride bulunan dokunma noktaları ve cisimcikleri sinir merkezlerine bağlayan sinir telleri aracılığıyla gerçekleştirir, insan, gözleri kapalı bile olsa, örneğin metal bir nesnenin soğuk yüzeyini, tahta bir nesnenin daha sıcak ve düzgün olmayan yüzeyinden ayırt edebilir.
Dokunma cisimciklerinin iç yapıları ve adlan, almakla yükümlü oldukları dış uyarılara göre değişir. Nitekim Pacini noktaları dar anlamıyla dokunma duyumlarını algılarlar. Buna karşılık Ruffuni, Meissner, Merkel noktaları ısı, acı, gıdıklanma ve titreşim duyumlarını algılarlar.
Dış uyarılar sinirlere ulaşmadan önce dışderiden geçmek zorundadırlar. Dokunma cisimcikleri vücut yüzeyinde değişik bir şekilde dağılmışlardır. Bu nedenle vücudun değişik bölgeleri değişik duyumların algılanmasına yatkındır. Örneğin gerçek dokunma duyumu en çok avuç içlerinde ve parmak uçlarında yoğunlaşmıştır.
Isıya duyarlıksa sırtta, yüzde ve elin üst bölümünde daha yoğundur. Örneğin basınç gibi acı verici duyum alıcıları, vücudun hemen her bülümüne dağılmışlardır, insan vücudunun içinde bulunan başka düzenler de, bir tür okunma işlevi sağlarlar. Bunlardan biri de kasların durumudur.
Kaslarda ve eklemlerde yer alan çeşitli sinir uçları, insanın, vücudunun değişik durumlarını ve hareketlerini görmeksizin anlamasını olanaklı kılarlar. Dokunma duyusu ayrıca yüzeysel ve derin olmak üzere ikiye ayrılabilir. Yüzeysel olanı derideki uyarıların sonucudur.
Derin olaruysa vücudun içindeki organlardan kaynaklanır. Nitekim kaslar, eklemler ya da iç organlar etkilendiğinde yaygın bir ağrı algılanır. Buna karşılık deri etkilendiğinde bir noktaya etkiyen yüzeysel bir acı duyulur. Dokunma cisimciklerinden Pacini noktaları oval biçimde olup uzunlukları 1 ile 4 milimetre, enleri ise 1-2 milimetre arasında değişir. Meissner noktaları da oval biçimli olurlar.
Bunların iki ile beş arasında değişen kapsülü vardır. Isı algılanmasında önemli bir rol oynayan Ruffini noktaları ise sarmal biçimlidirler. Silindir biçimli Golgi noktalarının görünüşü Pacini notlarını andırır. Dokunma konusunda şunu da belirtmek gerekir. Vücuda aynı anda etkiyen iki uyarının, iki ayrı algılama sağlayabilmesi için aralarında belirli bir uzaklık olması gerekir.
tşk