Cimil Köyü Destanı
Araştırmacı / Yazar Recep Koyuncu
Bugüne kadar ilimizin en uzak köşelerinden biri olan İkizdere ilçemize bağlı Cimil köyünde değişik yıllarda birçok felaketin yaşandığını yazılı kaynaklardan biliyorduk.
Fakat son yıllarda yöre kültürü üzerinde yaptığımız araştırmalarda gün ışığına çıkmamış birçok belgeye rastlamamız, yöre tarihine ışık tutmak adına bizlere çok büyük umutlar vermiştir.
İnsanlarımızın ellerinde olan bu belgeleri mutlaka yöre tarihi hususunda araştırma yapan kişilere ulaştırmaları gerekmektedir. Bu şekildeki gayretler neticesinde birçok bilinmeyen geçmiş olaylarda gün ışığına çıkmış olacaktır.
İşte bu belge sayesinde, 1895 miladi yılda Cimilde meydana gelen çığ felaketi hakkında kesin bilgiler öğrenebilmekteyiz. Bugüne kadar değişik kaynaklarda konu hakkında duyumdan ibaret olan haberler almıştık. Ancak bu belge sayesinde 1895 yılındaki çığ felaketinin tüm detayları teferruatlı bir şekilde günümüze kadar gelebilmiştir.
Zamanında imamlık vazifesi yapan Çayelili Külünkoğlu Bilal Efendi, 135 kişinin çığ olayında hayatını kaybetmesini ve 43 kişininde yaralı olarak kurtarıldığını bu destan ile bizlere aktarmıştır. Konu hakkında bir belgede bugünkü Osmanlı arşivinde bulunmaktadır.
(Başbakanlık Osmanlı Arşivi Y.PRK.ZB.11/28.) Zamanında bu felaket, bölgenin bağlı bulunduğu Lazistan (Rize) Komiserliği tarafından haber alınmış ve durum bölgenin Vilayet merkezi olan Trabzon’a bildirilmişti. Trabzon Komiserliği de 11 Şubat 1895 tarihinde durumu bir telgraf ile Zaptiye Nezareti (Bakanlığı)’ne bildirdi. Trabzon Komiseri Şükrü imzasıyla gönderilen telgrafın sureti şöyledir;
Telgrafnâme
Tarihi: 11 Şubat 1311 (1895)
Zaptiye Nezareti Celilesine Mevrud Telgraf Suretidir
Lazistan Sancağının Kuraiseba (İkizdere) nahiyesinde altı arşuni mütecaviz yarıkdan hasıl olan çığ Cimil Ortaköy karyesinden (köyünden) kırk beş hane ve beş değirmen ile bir cami’i hedm (yok) ederek tahminen sağir ve sağire (erkek ve kız çocuk) yüz seksen nüfus enkaz altında kalup bunlardan elli neferi mecruhan (yaralı) ve yüz yirmisi meyyiten (ölü) çıkarıldığı gibi altı yüzü mütecaviz Bargir ve Ester (eşek, at) ve Öküz ve İnek telef olduğu ve yine nahiye-i mezkürun Cimil Başköy karyesine inen çığ beş bab harem-i ebniyesi ile dört ahır, iki değirmen ve bir taşköprü ile bir haneyi hedm (yok) etmiş ve burada nüfusca telefat vuku bulmamış ise de kırk re’s (baş) bargir ve inek ve buna mümasil (benzer) hayvanat-ı ehliyenin telef olduğu Lazistan Komiserliği’nden şimdi alınan jurnal üzerine maruzdur. 11 Şubat (1)311
Trabzon Komiseri
Şukrü
Osmanlıca Çeviriler:İshak Güven Güvelioğlu
Rumi tarihle 1311 (1895)’de Cimil Ortaköy’de meydana gelen çığ felaketi üzerine yazılmış destan
Varak 1
Tarih bin üçyüz on bir’de
Kanunisani ibtidasinde
Yirmi dokuz gicesinde
Bir büyük afât olmuşdur
Yirmi kariş kar yağmişdur
Kimse böyle görmemişdur
Mevla aman virmemişdur
Bu türlü bir iş olmuşdur
Nice yerden geldi çiğler
Yikup harab etdi evler
İhtiyar olan böyle görmemişdur
Hiç böyle iş olmamişdur
Cimil denilen köylerden
Herkes korkmişdur evlerden
Kırk beş hanei bir elden
Yikup harab eylemişdur
Öyle muradelerde
Böyledir iradelerde
Saat iki ra[d]delerde
Köye bir ateş düşmüşdür
Ağaç taş ile katdi
Kır beş hane birden batdi
Hudâ kudret topini atdi
Köyi hep harab etmişdur
Ey Hudâ afv it Hasan’i
Düzdi yapdi bu destani
İki karyenun insani
On iki gün çalışmişdur
Varak 2
Boyle iş olur mi derdik
Gidup gözler ile görduk
Toprak insan ağaç gorduk
Birbirine karişmişdur
Rih eser kar yağar her gün
Nolaydi ray verse bir gün
Mezar kazmak olsa mumkün
Cenazeler yiğilmişdur
Afât durdi heva açdi
Millet hep birden karişdi
Cumle geldi çalişdi
İnsanlari çikarmişdur
Bu işe dayanmaz yurek
Ne ev kalmiş ne merek
Herkes kazma balta kürek
Ele alup yurumişdur
Cenazeler yiğildiler
Beş gun meydana kaldiler
Koymağa yer bulmadiler
O türlü bir hal olmişdur
Kimi değişdi vatani
Kör eylemişdur şeytani
Sanki arasat meydani
Bir kıyamet kurulmişdur
Varak 3
Kimi tandur ocağinda
Yanup puryan olmişdur
Kimi çoçuğini korken
Kimi Kur’an okurken
Kimi çorap tokurken
Çorap elinde kalmişdur
Kimi da dar eşik ile
Kimi yatur doşek ile
Bazi çocuk peşuk ile
Ezilup harab olmişdur
Kimi avaz ida iken
Kimi niyaz ider iken
Kimi namaz kilar iken
Başi secdede kalmişdur
Kimi abdest adliler
Alup meydana geldiler
Namazluklari serdiler
Nemaza hazir oldiler
Kimi çaruk ayağinda
Kimi yuzuk parmağinda
Kimiler de çanağinda
Yemek yerken yikilmişdur
Varak 4
Herkes korkar çiğden selden
Cevaz varmi bu meselden
Beş alti cenaze birden
Hocalar cenaze kilmişdur
Hadis var Peyganberden
Varid olmişdur hayerde
Yirmi beş cenaze birden
Bir mezara duzulmişdur
Bir adam evinden kaçdi
Gidup başka kapi açdi
Mevla ğazabini saçdi
Ayali hep kirilmişdur
Kendi evinde dursan adem
Mevla buyurmişdur ey adem
Bakun sarfiçun çifini
Kırdi köyun çocuğini
Büyüğini kuçucuni
Bir siradan geçurmişdur
Kimi yatup uyurdi
Kimi Kur’an okuyordi
Hudâmuz oyle buyurdi
Bu yeri harab itmişdur
Kimi çocuk kucağinda
Kalup evun bucağinda
Varak 5
Kiminun başi yarildi
Kiminun koli kırildi
Hudâ’dan emir virildi
Yikilup harab olmişdur
Kimi ateş ile yandi
Kimi kan ile boyandi
Kimi uykudan uyandi
Görur kim harab olmişdur
Kiminun yokdur azuği
Sebi sibyanun yuzuği
Dunyanun kapdi kazuği
Oyle bir afat olmişdur
Kimi ağlar kan yaş ile
Ana buba kardaş ile
Kimi de arkadaş ile
Yola revan olmişdur
Kimi aç susuzcuğ ile
Büyüği ve kuçuği ile
Ana buba çoçuğ ile
Birbirine sarilmişdur
Dua etdiler âlâ’dan
Kurtulmağa o beladan
Varak 6
Hudâ Rabbi lekaladen
Meğer imdad olmamişdur
Niceleri yaralandi
Yurekleri paralandi
Defterleri karalandi
Esame resid olmişdur
Niceleri ezildiler
Suretleri bozildiler
Niceleri suzuldiler
Kan akup revan olmişdur
Yurek dayanmaz bu yaraya
Cenazeler bir araya
Düzuldiler bir siraya
Sanki divan kurulmişdur
İnsanlar çekdiler zahmet
Hudâ’dan olmadi rahmet
Yazuk ümmet-i Muhammed
Bu türlü bir hale kalmişdur
Hikmetine sual olmaz
Bu misillü bir hal olmaz
Kimseye arzuhal olmaz
Bu afat kimden olmişdur
Azrail emrile geldi
Ölüm şerbetini virdi
Varak 7
Yüz otuz beş kişi öldü
Kırk üç kişi kurtulmuşdur
Bir iş oldi kıyane
Yürek dayanmaz ziyane
Yürek isterki dayana
Bu türlü bir hal olmuşdur
Hudâ’nın var idi bir kuli
Arif namında bir deli
Haber virmişdur ol veli
Sozine bakılmamişdur
Dedi bu köy batacak
Yikilup harab olacak
Oyle bir hale kalacak
Bu turlu haber virmişdur
Kimse inanmadi âni
Söyletmişdur Hak âni
Bu zamanenun insani
Duğru diye inanmamişdur
Katdi turab haceri
Nebatat ile şeceri
Pencerelerden içeri
Gelup ateşler duşmişdur
Canli kurtulan adamlar
Böyle didiler anlar
Varak 8
Her biri ateş gördiler
Öyle halde görinmişdur
İki gün üç gün dört beş gün
Altı yedi sekiz her gün
Tamam oldu dokuz on gün
Canlı adem bulunmişdur
Bir iş oldi haddin aşdi
Görenlerin akli şaşdi
Kimi gurbetden ulaşdi
Görür kim köy yikilmişdur
Aşiklar geldi gurbetden
Maşuklari ukubetden
Bu türlü bir masiyetden
Ayâli hep kirilmişdur
Her iş olur furset ile
Bu iş oldi nusret ile
Gurbetçiler hasret ile
Gelupde kavuşmamişdur
Afat geldi o gecesi
Kirildiler hep nicesi
O köyün hem hocasi
Bi-hamdillah kurtulmişdur
Varak 9
Hususiyle kendimuze
Çok ihsan buyurmişdur
İlahî ana atami
Zevlarham akrabami
Hem mağfiret it hocami
Bize ilim öğretmişdur
Okuyani dinleyeni yazani
Rahmetinle yarlık Ya Ğani
İş bu destan burada oldi tamam
Mustafa’nın ruhine yüz bin salat u selam
—————————————
Sene-i Rumi 1311
Sene-i Kameriye [1]313
—————————————
Külünkoğlu Bilal Efendi Ğaferallhu zünûbehum ve sattere ‘uyûbehum
Bi hürmet-i seyyidi’l-Enbiyâi ve’l-mürselin
Allahumme salli alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed
bu destanın başka türle rinide bulup yayın lar sanız daha güzel olur sanırrım.